Her bahar yeni bir doğuştur; diriliş mevsimidir hayat sürecinde. Tüm hücrelerine kadar yenilenir her şey, yeniden filizlenir. Bir başlangıçtır yıl için. Hep tekrarlanır bu süreç, hayat yenilenir.
Yılların baharı olur da insanların baharı olmaz mı? Hayat yenilenir de insan yenilenmez mi? Yenilenir elbet. Bir bahardır ramazan insan için. Yeni bir doğuştur. Diriliştir, yeni bir başlangıçtır. Kulluk sürecinde hayatın anlamını hatırlatan bir başlangıçtır. Öyle bir başlangıçtır ki sadece Allah’a kul olunması gerektiğini hatırlatır insana. Sünnetullah yasası hayat verir böylece, fıtrat yenilenir. Bir aşıdır bu; hayat aşısıdır. Koruma etkisi bir yıl kadar süren bir aşı. Takva denir adına. Kur’an eczanesinden sunulmuştur insana.
Girilir ramazan iklimine vahiy kapısından, zihinler Kur’an ile beslenir. Bir açlık provası değildir bu, takva eğitimidir. Kur’an ile tanışmaktır hedef, vahiy ile inşa olmaktır. Tıpkı ramazan ayı gibi, kadir gecesi gibi Kur’an ile hayat bulmaktır.
Kur’an öyle bir kitap ki indiği ayı kılmış ramazan, indiği geceyi kılmış kadir. Gerektir insana bilmeli kadir. Ramazanın kadrini bilmeli insan, kadirin kadrini bilmeli. En önemlisi ramazanı ramazan kılanın kadrini bilmeli. Kadiri kadir kılanın kadrini bilmeli. Bu ayda Kur’an’ın kadrini öğrenmeli. “Ramazan öyle bir ay ki inmiştir onda Kur’an. Hidayettir insanlara, hidayetin ve furkanın beyyineleridir. Sizden kim ki şahit olur bu aya oruç tutsun onda mutlaka…” “Hiç şüphe yok ki biz onu kadir gecesinde indirmişizdir. Nereden bileceksin ki kadir gecesi nedir! Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.”
Bu ayı aç susuz geçirmek değil marifet. Kur’an ile tanışabilmek, onunla inşa olabilmek en büyük nimet. Kur’an hayat kitabıdır bizlere, “…takvalılara yol gösterir” . Takvalı olabilmektir hedef ramazan buna yol verir. Ölçümüz Kur’an olmalı, hayatımız onunla aydınlanmalı. Ama bu ne mümkün? Okumalı anlamalı. Okumak anlamaktır, anlamak da yaşamak. Okuruz hep, nedense anlamadan. Aslında okumak denmez buna hatim desek bile. Yıllarca durmadan hatim indirsek bile. Hiç düşünmeyiz ne diyor, bizden ne istiyor? Sevabına deriz geçeriz, onunla ölüleri besleriz. Oysa buyurur Rahman “Yaşayanları uyarmak için indirilmiştir…” Ama kulak asmayız, dikkate almayız. Ömür boyu seslendiririz hep. “Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak için.”
İşte ramazan Kur’an ile tanışma günüdür. Tanışıp onunla inşa olma günüdür. Anlar isek yaşar isek yeniden hayat bulma, doğma günüdür. Geleceğe dönük takva aşısı olma günüdür. Onun için bahşolundu ramazan bizlere, onun için farz kılındı oruç bizlere. Her şey sabırla mümkün; yanlıştan uzak durmak, uygun olanı yapmak. Bunun için gerekiyor takva aşısı olmak. Ramazan olur bizlere sabır ilacı, takva aracı. Onun için emir buyrulur oruç sayacı. “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere yazıldığı üzere size de yazıldı ki takvalı olasınız.” buyuruyor Rahman, orucun maksadını takva olarak belirliyor. Orucun takva eğitimi olduğunu bildiriyor.
Rabbe hakkıyla teslimiyet gösterebilmektir takva. Seslendirmek değil anlayarak okumaktır. Anladığına bihakkın uymaktır. İşte geldi ramazan iklimi. Başlıyor takva eğitimi. Mübarek olsun hepimize. Alalım Kur’an’ı elimize.
9 Ağustos 2010
1-Bkz Zariyat, 56
2-Bakara,185
3-Kadir, 1-3
4-Bakara, 2
5-Yasin, 70
6-Mehmet akif Ersoy (Safahat)
7-Bakara, 183
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder