16.Nahl Suresi

BismillahirRahmanirRahim

16.1.Allah’ın emri geldi, onda aceleci olmayın. O’nun şanı yücedir, iştirakçi edindiklerinizden uzaktır.

16.2.Melekleri emri olarak ruh ile kullarından gerek gördüğüne “benden başka ilah yoktur diye uyarınız, bana yönelik olarak uygun iradeli olunuz” diyerekten indirir.

16.3.Gökleri ve yeri gerçeği ortaya koymak üzere yarattı. İştirakçi edindiklerinden uzaktır.

16.4.İnsanı özgü bir sıvıdan yarattı. Bir de bakarsın ki apaçık bir düşman kesilir.

16.5.Geviş getiren hayvanları da yarattı. Onlarda sıcaklık ve daha nice menfaatler var, onlardan beslenirsiniz. 

16.6.Otlaktan aldığınızda ve otlağa saldığınızda onlarda sizin için nice güzellikler var.

16.7.Yarı canınız çıkmadan ulaşamayacağınız nice beldelere ağırlarınızı onlar taşır. Elbet Rabbiniz çok merhametlidir, iyilikle muamele edicidir.

16.8.Üzerlerine binebildiğiniz atlar, katırlar, merkepler ve nice güzellikler. Daha bilmediğiniz nicelerini de yaratır.

16.9.Yolu belirlemek Allah’a aittir. Yoldan çıkan niceleri var. Gerek görse sizlerin hepsini aydın yapardı.

16.10.Gökten sizin için su indiren O’dur. İçeceğiniz ondan olur, otlağınız ekininiz ondan olur ve ondan yaylım edinirsiniz.

16.11.Onunla sizin için ekini, zeytini, hurmalıkları, üzüm bağlarını ve her türlü sebzeyi meyveyi bitirir. Düşünebilir olan kimseler için elbet bunda bir delil vardır.

16.12.Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı hizmetinize sunmuştur. Yıldızlar da O’nun emrince hizmete sunulmuşlardır. Akıl eden kimseler için elbet bunda deliller vardır.

16.13.Sizin için yeryüzünde rengârenk yaratıp çoğalttığı daha nice şeyler var! Düşünüp anlayan kimseler için elbet bunda bir delil vardır.

16.14.Taze et yiyebilmeniz ve takınacağınız ziynet çıkarabilmeniz üzere denizi hizmete sunan O’dur. Lütfundan nasip arayasınız diye gemilerin suları yara yara yol aldığını görürsün ve belki şükredersiniz!

16.15.Sizi sallayıp sürükleyip batırır diye yeryüzüne kök salmış dağlar yerleştirdi ve orada nehirler, yollar kıldı ki belki aydın olursunuz!

16.16.Nice alametler ve yıldızla aydın olabiliyorlar.

16.17.Yaratan yaratamayan gibi olur mu? Düşünüp anlamaz mısınız?

16.18.Allah’ın nimetini saymaya kalksanız sayamazsınız. Elbet Allah bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir.

16.19.Allah gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir.

16.20.Allah’ın berisinde çağırdıkları birileri hiçbir şeyi yaratamazlar, kendileri de yaratılmışlardır.

16.21.Ölüdürler, diri değillerdir. Ne zaman diriltileceklerinin farkında olmazlar.

16.22.İlahınız bir tek ilahtır. Ahirete inanmazların kalpleri farkındalıksızdır. Onlar büyükleniyorlar.

16.23.Kaçarı yok, elbet Allah gizlediklerini de açığa vurduklarını bilir. Kesinlikle büyüklenenleri sevmez.

16.24.Onlara “Rabbinizin indirdiği nedir?” denildiği vakit  “Öncekilerin masalları!” diyorlar.

16.25.Onlar huzura çıkış gününde bütünüyle kendi günahlarını da ilmin aksine karanlıkta bıraktıklarının günahlarını da yüklenecekler. Bak ki ne kötü bir yükün altına giriyorlar.

16.26.Onlardan öncekiler de nice planlar kurmuşlardı ama Allah binalarına temellerinden girmiş ve üzerlerindeki tavan başlarına inmişti. Hiç farkında olamayacakları yerden kendilerine azap gelmişti!

16.27.Hem Allah huzura çıkış günü onları rezil edecektir. Onlara şunu diyecektir: Kendileriyle ilgili ayrılığa girdiğiniz iştirakçilerim neredeler? İlimle nasiplendirilenler “Bugün rezillik ve kötülük dikkate almaz olan zıtlaşanların üzerinedir!” diyeceklerdir.

16.28.Melekler onları kendilerine zulmetmiş olarak vefat ettirirler ki artık “biz bir kötülük yapıyor olmadık” hali üzere barışık dururlar. Bilakis Allah yapıp ettiklerinizi bilmektedir!

16.29.Artık cehennemin kapılarından giriniz, orada devamlısınızdır! Büyüklenenlerin yeri ne kötüdür!

16.30.Uygun iradeli olanlara “Rabbinizin indirdiği nedir?” denildiği vakit “iyilik” derler. Bu dünyada gereğince davrananlar için tam bir güzellik olacaktır. Elbet ahiret daha iyidir. Uygun iradeli olanların diyarı ne güzeldir.

16.31.İçerisinden ırmaklar akan yerleşke diyarı cennetlere gireceklerdir. Onlar için orada gerek gördükleri her şey olacaktır. Böylece Allah uygun iradeli olanları ödüllendirecektir.

16.32.Melekler iyilik üzere olanları “Selam size! Yapıp ettikleriniz gereğince girin cennete!” diyerek vefat ettirirler.

16.33.İlla kendilerine meleklerin gelmesini mi ya da Rabbinin emrinin ulaşmasını mı bekliyorlar? İşte kendilerinden öncekilerin yapıp ettikleri ortada! Allah onlara zulüm etmedi lakin onlar kendilerine zulmeder oldular.

16.34.Sonunda yaptıklarının kötü neticesiyle yüzleştiler ve alay edip durdukları şey kendilerini kuşattı. 

16.35.iştirakçi edinenler şöyle dediler: Allah gerek görseydi biz de atalarımız da O’nun berisinde bir şeye tapınmazdık, O’nun berisinde bir şeyi haram kılmazdık. Onlardan öncekiler de aynısını yaptılar. Resullerin apaçık tebliğden başka bir görevi mi var? 

16.36.”Allah’a kul olunuz, saptırıcılardan sakınınız” diyerekten her ümmet için bir resul çıkarmışızdır. Onlardan Allah’ın aydın kıldıkları da olmuştur karanlığa müstahak olanları da olmuştur. Yeryüzünde dolaşın da bakın yalanlayanların sonu nasıl olmuş!

16.37.Onların aydın olmaları için ne kadar istekli olsan da Allah karanlıkta bıraktığını aydın kılacak değil. Onların bir yardımcıları olmaz.

16.38.“Allah öleni bir daha diriltmez” diye Allah’ın adına ısrarla yemin ettiler. Bilakis Allah’ın gerçek olarak üzerine aldığı bir vaadidir bu, lakin insanların çoğu anlamazlar.

16.39.Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıkça ifade etmesi üzeredir ve dikkate almaz olanların yalancılar olduklarını bilmeleri üzeredir.

16.40.Bir şeyin iradesinde olduğumuz zaman onun için sözümüz ancak “ol!” demektir, neticede olur.

16.41.Zulme uğramalarından sonra Allah yolunda hicret edenlere dünya hayatında mutlaka güzelce yerleşim imkânları sunacağız. Ahiret ödülü çok daha büyüktür. Keşke anlar olsalardı!

16.42.Onlar ki sabır gösterirler ve ancak Rablerini vekil edinirler.  

16.43.Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz adamları resul gönderdik. Eğer ki bilmiyorsanız zikir ehline sorun.

16.44.Apaçık kanıtlarla ve yazılı sayfalarla! Sana bu bildiriyi insanlara indirileni kendilerine açıkça ifade edesin diye indirdik ve belki düşünebilirler!

16.45.Kötülükleri planlayanlar Allah’ın onları yerin dibine geçirmesinden yahut azabın kendilerine farkında olamayacakları yerden gelmesinden emin mi oldular?

16.46.Ya da gezinip dururlarken azabın kendilerini yakalamasından emin mi oldular? Asla aciz koyabilecek değillerdir!

16.47.Yahut azabın kendilerini korkuları üzere yakalamasından emin mi oldular? Elbet Rabbiniz çok merhametlidir, iyilikle muamele edicidir.

16.48.Yahut Allah’ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı? Gölgeleri boyun eğmiş halleriyle Allah’a saygı göstererek sağdan soldan dönüşüyorlar.

16.49.Göklerde ve yerde hareketi olan her şey ve de melekler Allah’a saygı gösterirler. Onlar büyüklenmezler.

16.50.Onlar üzerlerinde egemen olan Rablerinden korkarlar ve aldıkları emirleri yerine getirirler.

16.51.Allah şunu buyurmuştur: İki ilah edinmeyiniz! O ancak bir tek ilahtır. Mutlaka sadece benden korkunuz sakınınız!

16.52.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Din her daim O’na aittir. Allah’tan başkasına yönelik olarak mı uygun iradeli olacaksınız?

16.53.Size ulaşan her nimet Allah’tandır. Hem size bir zarar dokunduğunda O’na yakarır dil dökersiniz.

16.54.Hem zararı üzerinizden kaldırdığı an aranızdan birileri Rablerine iştirakçiler edinirler. 

16.55.Kendilerine verdiğimizi dikkate almamaları üzeredirler. Zevklenin, yakında anlayacaksınız!

16.56.Kendilerine verdiğimiz rızıklar konusunda hiçbir farkındalığı olmayanlara pay çıkarıyorlar. Allah şahittir ki uydurduğunuz yalanlardan sorgulanacaksınız!

16.57.Allah için kızlar isnat ediyorlar, O’nun şanı yücedir, arzuladıkları ise onların oluyor!

16.58.Onlardan birine kız çocuğu müjdelendiği zaman morarıyor içten içe kendini yiyor.

16.59.Sanki kendisine müjdelenen kötüymüşçesine artık topluma çıkamıyor. Şimdi utançla onu yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün diye bir ikilemi yaşıyor. Bu ne haldir ne kötü hüküm veriyorlar.

16.60.Ahirete inanmazlar için kötünün örneği olur. En yüce örnek Allah içindir. O, her şeye güç yetirendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

16.61.Allah insanlara haksızlıklarının hesabını hemen soracak olsaydı orada tavır takınabilecek hiç kimse bırakmazdı. Lakin onları adı konmuş bir sürece kadar erteliyor. Süreçleri geldiği vakit bir an olsun ertelenmezler ve öne alınmazlar.

16.62.Kötü gördüklerini Allah için yakıştırıyorlar ama kendileri için gereğince güzeline layık oldukları yalanını dillendiriyorlar. Kaçarı yok, onlar için ateş olacak ve öncelikle oraya onlar atılacaklar.

16.63.Allah şahittir ki elbet senden önceki nesillere de resuller göndermiştik. Şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi. O, bugün onların destekçisidir ama onlar için acıklı bir azap olacaktır.

16.64.Mesajı sana illaki ayrılığa düştükleri konuları onlara açıkça ifade edesin ve inanır olanlar için bir aydınlık ve bir rahmet olsun diye indirdik.

16.65.Allah gökten su indirir ve onunla ölü haldeki yeri diriltir. Elbet bunda dinleyen kimseler için bir delil vardır.

16.66.Geviş getiren hayvanlarda sizin için elbet bir ibret vardır. Sizin içecek olanlarınıza onların karınlarındaki sindirimle kanın ayrışımından saf ve leziz bir süt içiriyoruz.

16.67.Hurma ve üzüm ürünlerinden sarhoş edici içkiler de yapabiliyorsunuz güzel rızıklar da edinebiliyorsunuz. Elbet bunda akıl eden kimseler için bir delil vardır.

16.68.Rabbin arıya “dağlardan, ağaçlardan ve kurdukları çardaklardan kovanlar edin!” diye vahyetmiştir. 

16.69.Hem tüm meyvelerden beslen ve Rabbinin belirlediği yollarda kolaylıkla gezin! Karınlarından insanlara şifa olan rengârenk bir şurup hâsıl olmaktadır. Elbet bunda düşünebilir olan kimseler için bir delil vardır.

16.70.Sizi Allah yaratmıştır hem vefat ettirir. Bazılarınız ilim sahibi olduktan sonra hiçbir farkındalığı kalmaması üzere ömrün en verimsiz yıllarına ulaştırılır. Elbet Allah bilendir, her şey üzere takdiri olandır.

16.71.Allah rızık açısından size birbirinize göre farklı artılar kılmıştır. Artılarla donatılanlar rızıklarını güvenceleri altındakilere aktarmazlar ki o hususta aynı duruma düşerler. Şu halde Allah’ın nimetiyle nasıl zıtlaşabiliyorlar?

16.72.Allah size kendi türünüzden eşler kılmıştır. Eşlerinizden çocuklar nesiller çoğaltmıştır. Sizi iyi temiz faydalı ürünlerle rızıklandırmıştır. Boş söylemlere inanıyorlar da Allah’ın nimetini mi dikkate almıyorlar?

16.73.Allah’ın berisinde kendileri için göklerden ve yerden bir şeye hükümran olamayacak, güç yetiremeyecek olanlara kul oluyorlar.

16.74.Allah için örneklendirmeler yapmayın. Allah bilir, siz bilmezsiniz!

16.75.Allah, hiçbir şeye güç yetiremeyen kendisi yönetilen bir kul ile kendisini katımızdan güzel bir şekilde rızıklandırdığımız gizli açık her durumda sunumlar yapabilen bir kimseyi örneklendirdi. Böyleleri aynı mıdır? Değerlendirme Allah’a aittir. Bilakis çokları bilmezler!  

16.76.Allah şu iki kimseyi de örneklendirdi. Biri hiçbir şeye güç yetiremeyen kendini ifade edemez kimsedir. Her an velisinin kontrolü altındadır. Tek başına hiçbir yeterliliği yoktur. Şimdi bu kişi adaletle hükmeden ve dosdoğru yol alabilen kimseyle aynı mıdır?

16.77.Göklerin ve yerin gözlemlenebilir ötesi gerçeği Allah’a aittir. Hesabın görüleceği vaktin işi göz açıp kapama kadar belki daha da yakın gibidir. Elbet Allah her şey üzere takdiri olandır.

16.78.Allah sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez olarak çıkarmıştır. Size duyuş, düşünüş ve farkındalık lütfetmiştir ki belki şükredersiniz!

16.79.Gökyüzünün boşluğunda süzülen hizmete sunulmuş kuşları görmediler mi? Onları havada Allah’tan başkası tutuyor değil. Elbet bunda inanır olanlar için deliller vardır. 

16.80.Allah binalarınızı size bir sükûnet ortamı kılmış, geviş getiren hayvanların derilerinden sizin için göç vaktinize ve ikamet anınıza göre hafifçe taşıyabileceğiniz kılıflar sunmuştur. Onların yünlerinden, tüylerinden, kıllarından dayanıklı gereçler ve bir süreliğine yararlanabileceğiniz şeyler lütfetmiştir.

16.81.Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler kılmış, dağlardan barınaklar sağlamış, sizin için sıcaktan sizi koruyacak giyecekler ve sizi şiddetinizden koruyacak giyecekler kılmıştır. Böylece üzerinizdeki nimetini tam kılıyor ki belki esenlik duruşu üzere olursunuz.     

16.82.Eğer yüz çevirirlerse bilesin ki sana düşen ancak apaçık tebliğdir.

16.83.Allah’ın nimetini biliyorlar hem onun farkında olmuyorlar. Çokları dikkate almaz olan zıtlaşanlardır.

16.84.O gün her ümmet için bir şahit çıkarırız, hem dikkate almaz olanlara bir imkân tanınmaz ve özür beyanlarına bakılmaz.

16.85.Hak tanımazlar azabı gördükleri zaman kendilerinden azap hafifletilmeyecektir ve taraflarına bakılmayacaktır.

16.86.Allah’a iştirakçiler edinenler iştirakçilerini gördükleri zaman derler ki “Rabbimiz! Şunlar senin berinde çağırdığımız iştirakçilerimiz. Onlara hemen laf atarlar ve siz yalancılarmışsınız derler.

16.87.O gün Allah’a barışık durular! Uydurmuş oldukları nitelikler kendilerinden uzak düşer.

16.88.Dikkate almaz olanlara ve Allah’ın yolundan alıkoyanlara bu bozguncu tavırları üzere azap üstüne azabı ziyade ederiz.

16.89.Her ümmet üzere bir şahit çıkaracağımız gün seni de bunlar üzere şahit getireceğiz. Mesajı sana her şey için bir açıklama ve esenlik duruşu üzere olanlar için bir aydınlık, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

16.90.Allah adaleti, gereğince davranmayı ve yakınlara imkân sağlamayı emreder; çirkinlikleri, uygunsuz davranmayı ve aşırı gitmeyi yasaklar. Size öğüt verir ki belki düşünüp anlarsınız! 

16.91.Birbirinizle ahitleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini ifa ediniz. Sözleşmelerinizi Allah’ı üzerinize kefil kılarak teyit ettikten sonra bozmayınız. Allah yapıp ettiklerinizi bilmektedir.

16.92.İpliği eğirip sapasağlam hale getirdikten sonra sökerek başa saran kadın gibi olmayınız. Bir grubun diğer bir gruptan daha gelişkin olmasına bakıp da verdiğiniz sözleri aranızda bozulabilecek bir şey edinmeyiniz. Allah böylecene sizi sınamaktadır. Elbet kendisinde ayrıştığınız konuları huzura çıkış gününde size açıkça ifade edecektir.

16.93.Eğer Allah gerek görseydi elbet sizi tek bir ümmet kılardı. Lakin gerek gördüğünü karanlıkta bırakır gerek gördüğünü aydın eder. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorulacaksınız!  

16.94.Verdiğiniz sözleri aranızda bozulabilecek bir şey edinmeyiniz ki sağlam basan ayak tökezler de Allah’ın yolundan uzak düşürmenizin kötülüğünü tadarsınız ve sizin için büyük bir azap olur.

16.95.Allah’ın ahdine karşılık az bir bedeli satın almayınız. Eğer bilirseniz elbet Allah katında olan sizin için daha iyidir.

16.96.Sizin yanınızda olan tükenir ama Allah katında olan tükenmez. Sabır gösterenlerin ecirlerini elbet yapıp ettiklerine göre tam gereğince takdir ederiz.

16.97.Erkek olsun kadın olsun kim inanır olarak uygun davranış sergilerse elbet onu güzel bir hayatla ihya ederiz. Onlara ecirlerini elbet yapıp ettiklerine göre tam gereğince takdir ederiz.

16.98.Kur’an’ı okuduğun zaman lanetli şeytandan Allah’a sığın.

16.99.Doğrusu onun, inanan ve Rablerini vekil edinenler üzerinde bir salahiyeti yoktur.

16.100.Onun salahiyeti ancak onu dost edinenler ve onu iştirakçi edinenler üzerindedir. 

16.101.Bir delilin yerine başka bir delili sunum yaptığımız zaman, Allah neyi indireceğini en iyi bilendir, “sen ancak bir iftiracısın!” dediler. Bilakis çokları anlamıyorlar!

16.102.De ki: Onu Rabbinden gerçeği ortaya koymak üzere inananlara sebat vermesi için ve esenlik duruşu üzere olanlara bir aydınlık, bir müjde olarak Ruhul Kudüs indirmiştir.

16.103.”Bunu ona elbet bir beşer talim ediyor” dediklerini bilmekteyiz. İma ettikleri kişinin dili yabancıdır. Bu ise apaçık anlaşılır bir lisan üzeredir.

16.104.Elbet Allah’ın delillerine inanmazları Allah aydın kılacak değildir. Onlar için acıklı bir azap olacaktır.

16.105.Allah’ın delillerine inanmaz olanlar ancak yalan uydururlar. Onlar yalancı olanlardır.

16.106.Kim inanmasından sonra Allah’ı dikkate almazsa mutlaka Allah’ın gazabı onların üzerinedir. Ama kalbi inanmakla mutmain iken baskı altında zorlamaya maruz kalanın durumu başkadır. Lakin kim dikkate almazlığa göğsünü açarsa elbet Allah’ın gazabı öylelerine olur. Onlar için büyük bir azap olacaktır.

16.107.Bu netice dünya hayatını ahirete tercih etmeleri sebebiyledir. Elbet Allah dikkate almaz olanları aydın etmez.

16.108.Onlar Allah’ın, kalplerini kulaklarını gözlerini mühürlediği kimselerdir. Onlar gerçeklerden nasipsizlerdir.

16.109.Kaçarı yok! Onlar ahirette kaybedecek olanlardır.

16.110.Hem Rabbin baskıya uğramalardan sonra hicret edenleri hem gayretli olanları ve sabır gösterenleri elbet ondan sonra Rabbin bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir.

16.111.Gün gelir herkes kendi canının derdine düşer. Her biri yaptığınca karşılık görür. Asla haksızlığa uğratılmazlar.

16.112.Allah rızıkları her taraftan bolca akıp gelen güven ve huzur diyarı bir memleketi örneklendirdi. Allah’ın nimetini dikkate almaz olduklarında Allah açlığın sefaletini ve yapıp ettiklerinin korkusunu onlara tattırdı.

16.113.Onlara aralarından bir resul gelmiştir, onlar onu yalanlamışlardır ve hak tanımazlıkları üzere azap kendilerini yakalamıştır.  

16.114.Allah’ın size rızık olarak verdiklerinin iyi temiz faydalı olan helalinden yiyiniz. Eğer ki ancak Allah’a kul oluyorsanız O’nun nimetlerine şükrediniz.

16.115. Size ancak ölmüş hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası namına sunuma alet olunanı haram kılmıştır. Kim mecbur kalırsa arzulu olmadıkça ve aşırı gitmedikçe elbet Allah bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir. 

16.116.Dillerinizin yalan nitelemesiyle Allah’a karşı yalan uydurarak “Bu helaldir, bu haramdır” demeyiniz! Doğrusu Allah’a karşı yalan uyduranlar ferahlığa mutluluğa ermezler.

16.117.Az bir nasip ve kendileri için acıklı bir azap!

16.118.Yahudilere daha önce sana anlattıklarımızı da haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik. Lakin onlar kendilerine zulmeder oldular.

16.119.Hem Rabbin bir cahillikle kötülük işleyip hem de tevbe edip düzeltici davranan kimseler için elbet ondan sonra bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir.

16.120.Doğrusu İbrahim Allah’a vefalı duruşu olan, gerçeklik üzere yönelimde bir nesil idi, şirk üzere olanlardan değildi. 

16.121.Allah’ın nimetlerine şükrediciydi. Allah onu seçti ve dosdoğru bir yolda aydın yaptı.

16.122.Bu dünyada ona iyilik güzellik verdi. Elbet o, ahirette de Salihlerdendir.

16.123.Hem sana gerçeklik üzere yönelimde olarak İbrahim’in yoluna uymanı vahyettik. O şirk üzere olanlardan değildi.

16.124.Cumartesi yasağı ancak hakkında ayrılığa düşmüş olanlara kılınmıştı. Ayrılığa düşmüş oldukları konularda huzura çıkış gününde aralarında elbet rabbin hüküm verecektir.

16.125.Gerçeğin hükmüyle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır. Onlarla tam gereğince mücadele et. Elbet Rabbindir yolundan karanlıkta olanı en iyi bilen ve aydın olanları en iyi O bilir.

16.126.Eğer misilleme yapacaksanız uğratıldığınız zararın bir benzeri şekilde misilleme yapın. Ama sabrederseniz elbet sabredenler için daha iyi olur.

16.127.Sabreyle! Sabrın ancak Allah’a dayanman olur. Onlara üzülme. Planlarından yana bir sıkıntın olmasın.

16.128.Elbet Allah uygun iradeli olanlarla ve gereğince davrananlarla beraberdir.

1 yorum:

  1. Dini Kur'an'dan Okumak-Bu mesajda belirsizlik yoktur. Uygun iradeli olanlara aydınlanma öğretisidir.
    Takva sahiplerine yol göstericidir.
    KURANIN TAFSİLİ VE TEFSİRİ ALLAHA AİTTİR!
    KUR'AN'A TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
    KUR’AN NEDEN ARAPÇA?
    İNSAN,EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.
    İddia eden kişiden delil getirmesi istenir.
    KAFİR NE DEMEK.İNCELE ARAŞTIR.
    ALLAH’TAN ROL ÇALARAK ALLAH’A MEYDAN OKUYAN MÜSLÜMANLAR!
    BENİM CENNETİM GARANTİ DİYEBİLMELİ MÜSLÜMAN.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1852125738572152&id=100013242319421

    YanıtlaSil