BismillahirRahmanirRahim
7.1.Elif-Lâm-Mim-Sâd.
7.2.Kendisiyle uyarasın ve inanır olanlara bir
hatırlatma olsun diye sana indirilen mesajdan dolayı göğsünde bir sıkıntı
olmasın.
7.3.Rabbinizden size indirilene uyun. Onun berisinde destekçilere
uymayın! Ne kadar az düşünüp anlıyorsunuz!
7.4.Nice memleketleri helak etmişizdir. Şiddetimiz
kendilerine geceleyin ya da söyleşirlerken gelmiştir.
7.5.Şiddetimiz kendilerine ulaştığında “Biz hak
tanımaz kimselermişiz!” demekten başka bir davaları kalmamıştır!
7.6.Kendilerine resul gönderilenleri de gönderdiğimiz
resulleri de mutlaka sorguya çekeceğiz.
7.7.Onlara bir ilim üzere, olup biteni mutlaka
anlatacağız. Biz hiçbir şeyden habersiz değiliz.
7.8.O gün ölçü gerçektir. Ölçüleri ağır gelenler
ferahlığa mutluluğa ermişlerdir.
7.9.Ölçüleri hafif olanlar delillerimize hak tanımaz
durmaları gereğince kendilerini heba etmişlerdir.
7.10.Sizi yeryüzüne yerleştirmişiz ve orada sizin için
nice geçim kaynakları kılmışız. Ne kadar az şükredersiniz!
7.11.Sizi yaratmışız hem şekillendirmişiz hem
meleklere “Âdem’e saygı gösteriniz!” demişiz. İblis hariç hepsi de saygı
gösterdiler. O ise saygı gösterenlerden olmadı.
7.12.“Sana emrettiğim vakit seni saygı göstermekten
alıkoyan nedir?” buyurdu. “Ben ondan daha iyiyim. Beni ateşten yarattın onu
çamurdan yarattın!” dedi.
7.13.“O halde in oradan! Orada büyüklük taslamak senin
haddin değildir! Çık artık! Doğrusu sen küçülenlerdensin!” buyurdu.
7.14.“Diriltilip kaldırılacakları güne kadar bana süre
tanısan!” dedi.
7.15.“Zaten sen süre tanınanlardansın!” buyurdu.
7.16.Dedi ki: Sen beni ayarttın ya ben de mutlaka
onlar için senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım!
7.17.Hem onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından,
sollarından yaklaşacağım. Çoklarını şükreder bulamayacaksın!
7.18.Buyurdu ki: Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık
oradan! Elbet onlardan sana uyanlar da dâhil tümünüzü cehenneme dolduracağım.
7.19.Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Gerek
gördüğünüzce oradan beslenin. Sadece şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa hak
tanımazlardan olursunuz!
7.20.Şeytan, birbirlerinden gizli kalmış edep
yerlerini her ikisine de belli etmek üzere onlara fısıldadı ve dedi ki:
Rabbiniz sadece melekleşirsiniz yahut kalıcı olursunuz diye sizi bu ağaçtan
geri tutmaktadır.
7.21.“Elbet ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum!” diye
de ikisine yemin etti.
7.22.Sonuçta onları yanılgıya düşürdü. Ağaçtan
tattıklarında ikisinin de edep yerleri belli oldu. Başladılar cennetin
yapraklarıyla üzerlerini örtmeye. Rableri onlara “Ben sizin ikinizi de bu
ağaçtan geri tutmadım mı? Size, şeytan sizin için apaçık bir düşmandır demedim
mi?” diye seslendi.
7.23.Dediler ki: Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik. Bizi
bağışlamazsan, bize merhamet etmezsen elbet kaybedenlerden oluruz.
7.24.Buyurdu ki: Birbirinize düşman olarak inin!
Yeryüzünde sizin için bir gelişim, bir faydalanma süreci olacak.
7.25.Buyurdu ki: Orada yaşayacaksınız, orada
öleceksiniz, oradan çıkarılacaksınız.
7.26.Ey Âdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek
kıyafet ve hoş bir giysi lütfettik. Elbet uygun iradeli olma giyimi asıl iyi
olandır. Bunlar Allah’ın delillerindendir ki düşünüp anlarsınız!
7.27.Ey Âdemoğulları! Sakın Şeytan edep yerlerini
kendilerine göstermek üzere elbiselerini soyarak anne babanızı cennetten
çıkardığı gibi sizi de yanlışa sürüklemesin. Zira o ve kabilesi sizin
kendilerini görmediğiniz cihetle sizi görür. Doğrusu biz şeytanları inanmazlar
için destekçiler kıldık.
7.28.Çirkin bir iş yaptıklarında “Atalarımızı böyle
bulduk, Allah böyle emretti” derler. De ki: Allah kesinlikle çirkin olanı
emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
7.29.De ki: Rabbim hakkaniyeti emretmiştir. Her saygın
ortamda yönünüzü gereğince ifa ediniz. Dini sadece O’na has kılarak O’na
çağırınız. Tıpkı sizi ilkin başlattığı üzere O’na döneceksiniz.
7.30.Bazılarını aydın etti bazılarına karanlık
müstahak oldu. Onlar Allah’ın berisinde şeytanları destekçiler edindiler de aydın
olduklarını sanırlar.
7.31.Ey Âdemoğulları! Her saygın ortamda güzelliğinizi
kuşanınız. Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz. Doğrusu O, aşırı
gidenleri sevmez.
7.32.De ki: Allah’ın, kulları için çıkardığı ziynetini
ve rızkın iyi temiz faydalı olanlarını kim haram kılmış? De ki: Bunlar dünya
hayatında ve de özellikle huzura çıkış gününde inananlar içindir. İşte böyle, anlayan
kimseler için delilleri ayrıntısıyla sunuyoruz.
7.33.De ki: Rabbim ancak şunları haram kılmıştır:
Açıktan olsun gizli olsun çirkin işleri, iyilikten uzak durmayı, hakka
uymayarak aşırı gitmeyi, hakkında bir yetki indirmediği şeyi Allah’a iştirakçi edinmenizi,
Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi.
7.34.Her nesil için bir süreç vardır. Süreçleri
dolduğunda ne bir an geri kalabilirler ne de bir an öne geçebilirler.
7.35.Ey Âdemoğulları! Aranızdan delillerimi size
anlatan resuller geldiğinde kim uygun iradeli olur ve kendini düzeltirse onlara
korku yoktur, üzülen kimseler olmayacaklardır.
7.36.Delillerimizi yalanlayanlar ve delillerimize
karşı büyüklenenler ateşin yoldaşıdırlar. Onlar onda devamlıdırlar.
7.37.Allah hakkında gerçek dışı bir söylem uydurandan
yahut Allah’ın delillerini yalanlayandan daha hak tanımaz kimdir? İşte onlara
mesajdaki nasipleri erişecektir. Hatta onlara elçilerimiz gelip de
kendilerini vefat ettirdiklerinde buyururlar ki: Allah’ın berisinde çağırdıklarınız
nerede? Derler ki: Beklentilerimiz noktasında yalan oldular. Dikkate almaz olan
zıtlaşanlar olduklarına dair durumlarına tanık olurlar.
7.38.Buyurur ki: Sizden önce gelmiş geçmiş cin ve
insan nesilleri ile girin ateşe! Her nesil ateşe dâhil olduğunda yoldaşına
lanet okur. Hatta hepsi birbiri ardınca oraya vardıklarında sonraki nesil
önceki nesil için şöyle derler: Rabbimiz! İşte bunlar bizi karanlıkta
bıraktılar. Bunlara ateşin azabını kat kat ver. Buyurur ki: Herkes için kat
kattır ama siz anlamazsınız.
7.39.Önceki nesil sonraki nesle derler ki: Sizin bize
göre artınız ne? Siz de kazandıklarınız gereğince tadın azabı!
7.40.Doğrusu delillerimizi yalanlayanlara ve
delillerimize karşı büyüklenenlere göklerin kapıları açılacak değildir ve deve
iğne deliğinden geçmedikçe onlar cennete girecek değillerdir. Böylecene suçta
ısrarlı olanları cezalandırırız!
7.41.Cehennemden yatakları olacak ve üzerlerinde alev
salınımları bulunacak. Böylecene hak tanımazları cezalandırırız!
7.42.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanlara
gelince, biz kimseye kapasitesinden fazlasını teklif etmeyiz. Onlar cennetin
yoldaşıdırlar. Onlar onda devamlıdırlar.
7.43.Göğüslerinde kinle ilgili ne varsa hepsini söküp
alırız. Altlarından ırmaklar akar. “Değerlendirme bugünle ilgili bizi aydın
eden Allah’a aittir. Allah bizi aydın kılmasaydı elbet aydın olamazdık.
Rabbimizin resulleri gerçeği ortaya koymak üzere gelmişlerdi” derler. Onlara
“Yapıp ettikleriniz gereğince kendisine mirasçı olunduğunuz cennet işte budur!”
diye seslenilir.
7.44.Cennetin yoldaşları ateşin yoldaşlarına “Biz
Rabbimizin bize olan vaadini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin vaadini gerçek
buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar da “Evet” derler. Aralarından yükselen
bir ses “Allah’ın laneti hak tanımazların üzerine olsun!” diye lanet okur.
7.45.Onlar bir bulanıklık arayarak Allah’ın yolundan
alıkoyanlardır. Onlar ahireti dikkate almaz olan zıtlaşanlardır.
7.46.İki taraf arasında bir engel vardır.
Farkındalıkları üzere herkesi görünüşlerinden anlayabilen kimseler cennetin
yoldaşlarına “selam size!” diye seslenirler. Kendileri ise cennete dâhil
olamamış ama umutla beklemektedirler.
7.47.Gözleri, ateşin yoldaşı olanların tarafına
çevrilip ilişince “Rabbimiz! Bizi hak tanımaz olanlarla beraber kılma” derler.
7.48.Farkındalıkta yoldaşlığı olanlar görünüşlerinden anladıkları
bazı kimselere şöyle seslenirler: Birlikteliğiniz ve büyüklenmeniz size bir
fayda sağlamadı.
7.49.“Allah, rahmetine şunları eriştirecek değildir!”
diye yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Cennetliklere de şöyle seslenirler: Girin
şimdi cennete, size korku yoktur, üzülenler olacak değilsiniz.
7.50.Ateşin yoldaşları cennetin yoldaşlarına “Sudan ya
da Allah’ın size rızık vermiş olduklarından bize de aktarın” diye seslenirler.
Onlar da derler ki: Doğrusu Allah dikkate almaz olan zıtlaşanlara bunları haram
kılmıştır.
7.51.Onlar ki dinlerini oyun ve eğlence edinmişlerdir
ve dünya hayatı onları aldatmıştır. Bugünleriyle yüzleşeceklerini unuttukları
ve delillerimizle zıtlaştıkları üzere biz de bugün onları unutacağız!
7.52.Biz inanır olanlar için bir aydınlık ve bir
rahmet olarak ilim üzere ayrıntısıyla sunduğumuz bir mesajı onlara ulaştırdık.
7.53.İlla onun açıklamasını mı bekliyorlar? Onun açıklaması
geldiği gün vaktiyle onu unutmuş olanlar “Rabbimizin resulleri gerçeği ortaya
koymak üzere gelmişlerdi. Şimdi bizim için himayeciler var mı ki bizi himaye
etsinler ya da geri gönderilsek de yaptıklarımızdan başka amellerde bulunsak?”
diyeceklerdir. Kendilerine yazık etmiş olacaklardır ve uydura geldikleri şeyler
kendileri için gerçek dışı olacaktır.
7.54.Rabbiniz gökleri ve yeri altı süreçte yaratan
Allah’tır. Hem hükümranlık üzere hükmetmiştir. Geceyi hızla takipçisi olduğu
gündüze örter. Güneşi, ayı ve yıldızları emrince hizmetinize sunmuştur. İyi
bilin ki yaratma da emir de O’na aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın lütfu
rahmeti kudreti çok geniştir.
7.55.Rabbinize yakararak, içtenlikle çağırınız.
Doğrusu Allah haddi aşanları sevmez.
7.56.Yeryüzünde ıslahından sonra bozgunculuk
yapmayınız. Korkuyla ümitle O’na çağırınız. Elbet Allah’ın rahmeti, gereğince
davrananlardan yana yakındır.
7.57.Rahmeti öncesinde bir müjdeci olarak rüzgârları
gönderen O’dur! Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiğinde onu ölü bir
beldeye sevk ederiz. Böylece onunla suyu indirip her türlü ürünleri çıkarırız.
İşte ölüleri de böyle çıkaracağız ki belki düşünüp anlarsınız!
7.58.Uygun durumu olan memleketin ürünü Rabbinin izniyle
yeşerir. Uygunsuz olandan ise verimsizlikten başka bir şey çıkmaz. İşte böyle,
şükreder olanlar için delilleri her açıdan sunuyoruz.
7.59.Biz Nuh’u kavmine resul olarak gönderdik. Dedi
ki: Kavmim! Allah’a kul olunuz! O’ndan başka ilahınız yoktur! Doğrusu ben sizin
için büyük günün azabından korkuyorum.
7.60.Kavminin öncüleri dediler ki: Doğrusu seni apaçık
bir yanlışın içinde görüyoruz!
7.61.Dedi ki: Kavmim! Bu yaptığımda bir yanlışlık yok.
Lakin ben, Âlemlerin Rabbinin gönderdiği bir resulüm.
7.62.Size Rabbimin mesajlarını iletiyorum ve sizin
için uygun olanı öğütlüyorum. Doğrusu kaynağı Allah olan, sizin bilemediğiniz
şeyleri biliyorum.
7.63.Rabbinizden bir bildirinin, aranızdan bir adam eliyle
size ulaşmasına mı şaştınız? Size uyarı olması ve uygun iradeli olmanız
üzeredir ve belki merhamet görürsünüz?
7.64.Onu yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber
gemide bulunanları kurtardık. Delillerimizi yalanlayanları suya gömdük.
Onlar körlük eden kimselerdi.
7.65.Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u gönderdik. Dedi
ki: Kavmim! Allah’a kul olunuz! O’ndan başka ilahınız yoktur. Uygun iradeli
olmaz mısınız?
7.66.Kavminin dikkate almaz olan zıtlaşan öncüleri
dediler ki: Seni bir saçmalığın içinde görüyoruz. Doğrusu kesinlikle
yalancılardan olduğunu düşünüyoruz.
7.67.Dedi ki: Kavmim! Bu yaptığımda bir saçmalık yok.
Lakin ben, Âlemlerin Rabbinin gönderdiği bir resulüm.
7.68.Size Rabbimin mesajlarını iletiyorum. Doğrusu
ben, sizin için güvenilir bir öğüt vericiyim.
7.69.Rabbinizden bir bildirinin, aranızdan bir adam eliyle
size ulaşmasına mı şaştınız? Size uyarı olması üzeredir! Nuh’un kavminden sonra
sizi halifeler kıldığını ve yaratılış itibariyle sizi kuvvetli ve bolluk içinde
ziyade eylediğini hatırlayın. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki belki ferahlığa
mutluluğa erersiniz.
7.70.Dediler ki: Bir tek olarak Allah’a kul olalım ve
atalarımızın kulluk ettiklerini bırakalım diye bize geldin öyle mi? Eğer
doğruysan bizi uyardığın neticeyi getir bakalım!
7.71.Dedi ki: Şu hâlde Rabbinizden size karmaşık bir durum,
bir gazap uğrayacaktır. Allah’ın hiçbir yetki indirmediği, sizin ve
atalarınızın uydurduğu isimler hakkında benimle tartışmaya mı giriyorsunuz? O
halde bekleyin, ben de sizinle bekleyeceğim.
7.72.Onu ve beraberindekileri katımızdan bir rahmet
ile kurtardık. Delillerimizi yalanlayanların kökünü kazıdık. Onlar inanır
kimseler değillerdi.
7.73.Semud toplumuna da kardeşleri Salih’i
gönderdik. Dedi ki: Kavmim! Allah’a kul olun. O’ndan başka ilahınız yoktur.
Rabbinizden size apaçık bir kanıt gelmiştir. Bu, sizin için bir delil olarak
Allah’ın devesidir. Onu bırakın da Allah’ın arzında beslensin. Sakın ona
kötülük etmeyin, yoksa sizi acıklı bir azap yakalar.
7.74.Âd toplumunun ardından sizi halifeler kıldığını
ve yeryüzüne yerleştirdiğini hatırlayın. Düzlüklerinde konaklar ediniyor,
dağlara evler yontuyorsunuz. Şu halde Allah’ın nimetlerini hatırlayın,
yeryüzünde fesatçılar olarak bozgunculuk yapmayın.
7.75.Kavminin büyüklenen öncüleri onlardan zayıf
düşürülmüş inananlara “Salih’i Rabbinden gönderilmiş bir resul mü
biliyorsunuz?” dediler. “Elbet kendisiyle gönderilmiş olana inanır kimseleriz”
dediler.
7.76.Büyüklük taslayanlar “Kesinlikle biz sizin
inandığınız şeyi dikkate almayanlarız karşı çıkanlarız” dediler.
7.77.Sonunda Rablerinin emri konusunda haddi aşarak
deveyi kestiler. Dediler ki: Salih! Hadi eğer resul olarak gönderilmiş isen
bizi uyardığın neticeyi getir bakalım!
7.78.Sonunda onları korkunç sarsıntı yakaladı ki
bulundukları yerde yüzükoyun olup kaldılar.
7.79.Sonunda onlardan uzaklaştı ve dedi ki: Kavmim!
İyiliğinizi düşünerek size Rabbimin mesajını ilettim. Lakin siz nasihat
edenleri sevmezsiniz!
7.80.Lûd da kavmine demişti ki: Bu âlemde sizden önce
kimsenin yapmadığı iffetsizliği mi yapıyorsunuz?
7.81.Siz kadınların berisinde erkeklere de şehvetle
yaklaşıyorsunuz? İşin doğrusu siz haddi aşmış kimselersiniz.
7.82.Kavminin cevabı ise ancak şu oldu: Çıkarın
bunları ülkenizden! Zira bunlar temizliğe düşkün insanlarmış!
7.83.Sonunda onu ve ehlini kurtardık, tabi hanımı
hariç. Hanımı kalıntılardan oldu.
7.84.Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki yanlışta
ısrarcıların sonunun nasıl olduğunu artık anla!
7.85.Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Dedi
ki: Kavmim! Allah’a kul olun. O’ndan başka ilahınız yoktur. Rabbinizden size
apaçık bir kanıt gelmiştir. Ölçüyü tartıyı tam yapın. İnsanların haklarını
eksiltmeyin. Islahından sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inanır
kimselerseniz böyle davranmanız sizin için iyi olur!
7.86.İnançlı olanı tehdit ederek, Allah’ın yolundan
alıkoyarak, Allah’ın yolunda bir bulanıklık arayarak öyle her imkânı kullanmaya
kalkışmayın. Vaktiyle sayınız az iken sizi çoğalttığını hatırlayın.
Bozguncuların sonunun nasıl olduğunu artık anlayın!
7.87.Eğer bazılarınız kendisiyle gönderildiğim mesaja
inanmış da bazılarınız inanmamışsa artık Allah aranızda hüküm verinceye kadar
sabırlı olun. Hüküm verenlerin en iyisi Allah’tır!
7.88.Kavminin büyüklenen öncüleri dediler ki: Şuayb!
Seni ve beraberindeki inananları mutlaka ülkemizden çıkaracağız ya da
Kaçınılmaz olarak bizim yolumuza dönecek bizim gibi olacaksınız! Dedi ki: Doğru
bulmasak da sizin gibi mi olmak durumundayız?
7.89.Allah bizi sizin yaşantınızdan kurtarmışken sizin
yolunuza dönersek Allah hakkında yalan söylemiş duruma düşeriz. Rabbimiz olan
Allah gerek görmedikçe sizin yolunuza dönmemiz bizim için olacak şey değildir.
Rabbimiz ilmi ile her şeyi kuşatmış durumdadır. Biz O’nu vekil edindik.
Rabbimiz! Bizimle kavmimizin arasını hakkın gereğince ayırt eyle! Sen meseleyi
açığa kavuşturanların en iyisisin.
7.90.Kavminin dikkate almaz olan zıtlaşan öncüleri
şöyle dediler: Eğer Şuayb’e uyarsanız elbet kaybeden siz olursunuz!
7.91.Sonunda onları korkunç sarsıntı yakaladı ki
bulundukları yerde yüzükoyun olup kaldılar.
7.92.Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç yaşamamış
gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanlar kaybedenler oldular.
7.93.Sonunda onlardan uzaklaştı ve dedi ki: Kavmim!
İyiliğinizi düşünerek size Rabbimin mesajını ilettim. Şu halde dikkate almaz
olan zıtlaşanlar için nasıl üzülürüm!
7.94.Nebi gönderdiğimiz her memlekette oranın ehlini
mutlaka zorlukla sıkıntıyla sınadık ki itaatkâr olurlar.
7.95.Hem kötü durumu iyiliğe çevirdik de düzlüğe
çıktılar. Dediler ki: Zorluk ve genişlik atalarımıza da dokunmuştu. Sonunda
farkında olmazlarken kendilerini ansızın yakaladık.
7.96.Eğer memleketlerin ehli inansalardı ve uygun
iradeli olsalardı elbet onlara göklerden ve yerden bereket kapılarını açık
tutardık. Lakin yalanladılar ve sonuçta kendilerini kazandıkları gereğince
yakaladık.
7.97.Memleketlerin ehli şiddetimizin geceleyin onlar
yatarlarken kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
7.98.Ya da memleketlerin ehli şiddetimizin sabah vakti
onlar oyalanırken kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
7.99.Allah’ın planından emin mi oldular? Kaybedecek
olanlardan başkaları Allah’ın planından emin olamaz.
7.100.Gerek gördüğümüzde günahları gereği kendilerine
dokunacak olmamız önceki ehlinden sonra yeryüzüne varis olanları aydın etmedi
mi? Kalplerini mühürleriz de artık duymazlar.
7.101.İşte memleketlerin haberlerini sana anlatıyoruz.
Onlara resulleri apaçık kanıtlarla gelmişlerdi. Daha önce yalanladıklarına
inanacak değillerdi. Allah dikkate almaz olan zıtlaşanların kalplerini işte
böyle mühürler.
7.102.Onların çoğunda hiç ahde vefa görmedik.
Çoklarını yalpalayanlar olarak bulduk.
7.103.Hem onların ardından Musa’yı delillerimizle
Firavun ve öncü ekibine gönderdik de delillerimize karşı hak tanımaz oldular.
Bozguncuların sonunun nasıl olduğunu artık anla!
7.104.Musa dedi ki: Firavun! Ben âlemlerin Rabbinin
gönderdiği bir resulüm.
7.105.Allah hakkında ancak gerçeği söylemem gerekir.
Size Rabbinizden apaçık bir kanıt ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle bırak.
7.106.Dedi ki: Madem delilin var eğer doğrulardan isen
onu getir bakalım.
7.107.Asasını bıraktı, o an o apaçık bir süzülen oluverdi.
7.108.Elini çıkardı, o an eli bakanlar için bembeyaz oluverdi.
7.109.Firavun kavminin öncüleri şöyle dediler: Bu
kesinlikle bilgili bir efsuncu!
7.110.Dedi ki: Sizi toprağınızdan çıkarmayı irade
ediyor, ne önerirsiniz?
7.111.Dediler ki: Onu ve kardeşini beklet ve şehirlere
toplayıcılar yolla!
7.112.Tüm bilgili efsuncuları sana getirsinler.
7.113.Efsuncular Firavuna geldiler. Dediler ki: Biz
galip gelirsek mutlaka bizim için bir ödül olmalı?
7.114.Dedi ki: Evet! Siz bu durumda yanımda itibarı
sayılır kimseler olacaksınız.
7.115.Dediler ki: Ey Musa! Şu halde ya sen hünerini
ortaya koyacaksın ya da bizler hünerimizi ortaya koyacağız.
7.116.Dedi ki: Hünerlerinizi sergileyin bakalım! Ne
zamanki hünerlerini sergilediler insanların gözlerini efsunladılar. İnsanları
korkuya sevk ettiler, büyük bir efsunlama gerçekleştirdiler.
7.117.Musa’ya asanı bırak diye vahyettik. O an asası
uydurdukları şeyleri kapıp yutuyordu.
7.118.Gerçek netleşti ve yaptıkları boşa çıktı.
7.119.O sahnede yenilmiş oldular ve yenilgiyi
kabullenmek durumunda kaldılar
7.120.Efsuncular saygı durumuna kaldılar.
7.121.Dediler ki: Âlemlerin Rabbine inandık.
7.122.Musa ve Harun’un Rabbine.
7.123.Firavun dedi ki: Ben size izin vermeden ona
inandınız öyle mi! Doğrusu bu yaptığınız, ehlini oradan çıkarmak için şehirde planladığınız
bir tuzak olmalı. Yakında anlarsınız!
7.124.Bu zıtlaşma sebebiyle sizin ellerinizi
ayaklarınızı doğrayacağım hem hepinizi sallandıracağım.
7.125.Dediler ki: Doğrusu biz Rabbimize dönmüşüz
Rabbimize yönelmişiz.
7.126.Sırf Rabbimizin delilleri tarafımıza ulaştığı an
inandık diye bize kin güdüyorsun. Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır bize dayanma
gücü ver. Esenlik duruşu üzere olanlar olarak bizi vefat ettir.
7.127.Firavun kavminin öncüleri şöyle dediler: Musa ve
kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapmaları, seni ve ilahlarını terk etmeleri
üzere bırakacak mısın? Dedi ki: Oğullarını katledeceğiz kadınlarını çekingen bırakacağız.
Onlar üzerindeki egemenliğimizi sürdüreceğiz.
7.128.Musa, kavmine dedi ki: Allah’tan yardım dileyin
ve sabır gösterin. Yeryüzü Allah’ındır, kullarından gerek gördüğünü oraya
mirasçı yapar. Netice uygun iradeli olanlarındır.
7.129.Dediler ki: Senin bize gelişinden önce de eziyet
çekiyorduk bize gelişinden sonra da eziyet çekiyoruz! Dedi ki: Rabbinizin,
düşmanlarınızı helak etmesi, sizleri bu topraklara halifeler kılması ve nasıl
davranacağınıza bakacak olması umulur!
7.130.Biz firavun ailesini yıllarca ürün kıtlığına
tabi tutmuşuzdur ki düşünüp anlarlar!
7.131.Onlara ne zaman iyilik ulaşsa bu bizim içindir
derlerdi, başlarına bir kötülük gelirse Musa ve beraberindekilerin
uğursuzluğuna yorarlardı. Oysa işin aslı uğursuzluğa yorduklarının Allah’ın
katından olmasıydı, lakin çokları anlamazlar.
7.132.Dediler ki: Bizi efsunlamak için bize hangi
delille gelirsen gel biz sana inanır olmayacağız.
7.133.Üzerlerine tufanı, çekirgeyi, haşeratı,
kurbağaları ve kanı, net olarak sunulmuş deliller olarak, gönderdik. Yine de
büyüklendiler, suçta ısrarcı bir toplum oldular.
7.134.Ne zaman üzerlerine azap çökse şöyle dediler:
Musa! Yanındaki ahdi üzere rabbine bizim için dua et! Azabı üzerimizden
kaldırırsan kesinlikle sana inanacağız, İsrailoğullarını mutlaka seninle baş
başa bırakacağız.
7.135.Ne zaman ki rahatlayacakları bir süreliğine
azabı üzerlerinden kaldırdık hemen sözlerinden caydılar.
7.136.Sonunda onlara hesabını sorduk. Delillerimizi
yalanlamaları, delillerimizden habersizmiş gibi davranmaları sebebiyle
kendilerini denize gömdük.
7.137.Sonuçta, zayıf düşürülmüş konumdaki kavmi
bereketlendirdiğimiz o toprakların doğusuna ve batısına mirasçı yaptık. Sabır
göstermeleri sebebiyle Rabbinin tam gereğince olan sözü İsrailoğulları üzerinde
gerçekleşmiş oldu. Firavun ve kavminin ürettiklerini, inşa ettiklerini yerle
bir ettik.
7.138.İsrailoğullarını denizden geçirdik. Kendilerini putlara
adamış bir topluma rastladılar. Dediler ki: Musa! Bunların ilahları olduğu gibi
bize de bir ilah yapsana! Dedi ki: Siz gerçekten cehalet sergileyen kimseler
olmuşsunuz!
7.139.Doğrusu bunların durumları mahvoluştur, yapıp
ettikleri yok oluştur.
7.140.Dedi ki: Size Allah’tan başka bir ilah mı arayım?
Hem de âlemler üzere size nice artılar kılmışken!
7.141.Vaktiyle sizi Firavun ailesinden kurtarmıştık.
Size en ağır cezayı uyguluyorlardı. Oğullarınızı öldürüyorlar kadınlarınızı çekingen
bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden yana büyük bir imtihan vardı.
7.142.Musa ile otuz gece sözleştik, buna on daha
ekledik. Böylece Rabbi ile sözleşme süreci kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi
Harun’a dedi ki: Kavmimin arasında benim yerime geç ve düzeltici ol, sakın
bozguncuların yoluna uyma!
7.143.Musa, sözleşme yerimize vardığında Rabbi ona
konuştu. O “Rabbim! Bana görün sana bakayım!” dedi. Buyurdu ki: Beni asla
göremezsin lakin şu dağa bak eğer yerinde kalabilirse sen de beni göreceksin.
Ne zaman ki Rabbi dağa tecelli etti dağı paramparça eyledi. Musa yıldırım
çarpmışçasına yere kapaklandı. Kendine gelince dedi ki: Senin şanın yücedir, sana
tevbe ettim, ben İnanır olanların ilkiyim.
7.144.Buyurdu ki: Musa! İletilerimle kelamımla seni
insanlar üzerine seçtim yetkilendirdim. Sana verdiğime tutun ve şükredenlerden
ol.
7.145.Her konuda bir öğüt olarak ve ayrıntılı bir sunum
olarak levhalarda Musa’ya her şeyi yasalaştırdık. “Bu ilkelere kuvvetle tutun,
kavmine de bu ilkelere tam gereğince tutunmalarını öğütle! Yalpalayanların
yaşamını yakında size göstereceğim”.
7.146.Yeryüzünde haksızca büyüklenenleri delillerimizden
uzak bırakacağım. Her delili görseler bile ona inanmazlar. Olgunluğun
yolunu görseler de onu yol edinmezler. Taşkınlığın yolunu fark etseler onu yol
edinirler. Öyledir zira delillerimizi yalanladılar ve onlardan gafil oldular.
7.147.Ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını
yalanlayanların amelleri boşa gitmiştir. Yapıp ettiklerinin dışında bir
karşılık mı görecekler?
7.148.Musa’nın kavmi onun ardından süslemeli bir
buzağı cismi edindiler. O cisim böğürme sesi çıkarabiliyordu. Görmediler mi ki
o onlara konuşmuyor ve onları bir yolda aydın kılmıyor. Onu edindiler ve hak
tanımaz oldular.
7.149.Ne zaman ki kafalarına dank edip gerçeğe
uyandılar ve karanlıkta olduklarını gördüler dediler ki: Eğer Rabbimiz bize
merhamet etmezse bizi bağışlamazsa kesinlikle kaybedenlerden oluruz.
7.150.Musa, kavmine döndüğünde öfkeli ve üzgün bir
halde şöyle dedi: Ardımdan bana ne kötü muhalifler oldunuz! Rabbinizin emrini
bekleyemediniz mi? Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup çekti. Kardeşi
dedi ki: Anam oğlu! Bu toplum beni zayıf düşürdü, neredeyse öldüreceklerdi.
Beni düşmanların diline düşürme, beni hak tanımaz olanlarla bir tutma!
7.151.Dedi ki: Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Bizi
rahmetine kavuştur. Doğrusu sen merhametli olanların en merhametlisisin!
7.152.Bu buzağıyı edinenler Rablerinden bir gazaba
uğrayacaklardır. Onlar için dünya hayatında bir zillet olacaktır. Biz
iftiracıları böylecene cezalandırırız.
7.153.Kötülükleri işlemiş hem ondan sonra tevbe edip
imana gelmiş olanlara ise Rabbin ondan sonra elbet bağışlayıcıdır, iyilikle
muamele edicidir.
7.154.Musa, öfkesi yatışınca, bir nüshasında
Rablerinden korkanlar için bir aydınlık ve bir rahmet bulunan levhaları aldı.
7.155.Musa, sözleşme yerimiz için kavminden yetmiş
kişiyi seçti. Kendilerini korkunç sarsıntı yakalayınca dedi ki: Rabbim! Gerek
görseydin daha önce bunları da beni de helak ederdin. Bizi, aramızdaki
düşüncesizlerin yaptığı yüzünden helak mı edeceksin? Bu ancak senin bir
imtihanındır. Böylece gerek gördüğünü karanlıkta bırakırsın gerek gördüğünü aydın
edersin. Sen bizim destekçimizsin. Bizi bağışla! Bize merhamet et! Sen
bağışlayıcı olanların en iyisisin!
7.156.Bize bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Biz
sana yöneldik. Buyurdu ki: Azabımı gerek gördüğüme uğratırım. Rahmetim ise her
şeyi kuşatmıştır. Rahmetimi uygun iradeli olanlara, uygunluğu sağlar olanlara,
delillerime inanır olanlara yazacağım.
7.157.Yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı olarak
bulabilecekleri o ümmi nebi resule uyanlara o resul iyilik olarak
kabul gören durumu öğütler kötü olanı yasaklar, iyi temiz faydalı şeyleri helal,
kötü pis zararlı şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki yüklerini,
zincirlerini kaldırır. Ona inanan, ona yardımcı olan ve beraberinde indirilen ışığa
uyanlar ferahlığa mutluluğa erecek olanlardır.
7.158.De ki: Ey insanlar! Ben Allah’ın hepinize
gönderdiği resulüyüm. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’na aittir. O’ndan başka
ilah yoktur. Hayat veren O’dur, hayatı sonlandıran O’dur. Allah’a ve ümmi nebi
resulüne inanın. Resul de Allah’a ve mesajlarına inanıyor. Ona uyun ki belki aydın
olursunuz.
7.159.Musa’nın kavminden öyle bir nesil var ki gerçeği
ortaya koymak üzere aydınlık sunumu yaparlar ve onunla adalet üzere
davranırlar.
7.160.Onları nesiller olarak on iki kabileye ayırdık.
Kavmi su istediğinde Musa’ya “Asanı taşa vur” diye vahiy buyurduk. Ondan on iki
pınar çağladı. Her grup kendi su kaynağını bildi. Bulutu üzerlerine gölgelik
yaptık. Kendilerine kudret helvasını ve bıldırcını lütfettik. “Sizi
rızıklandırdıklarımızın iyi temiz faydalı olanlarından yiyin”. Bize
zulmedemediler lakin kendi kendilerine zulmeder oldular.
7.161.Onlara buyrulmuştu ki: Bu ülkeye yerleşin,
oradan gerek gördüğünüzce yiyin, “yükümüzü hafiflet hatalarımızı bağışla”
deyin, kapıdan saygıyla girin ki hatalarınızı bağışlayalım. Gereğince
davrananlara ziyade kılacağız.
7.162.Onlardan hak tanımaz olanlar sözü kendilerine
söylenenden başkasıyla değiştiler. Sonunda hak tanımaz olmaları gereğince
üzerlerine gökten bir bela gönderdik.
7.163.Onlara deniz kenarındaki ülkenin durumuyla
ilgili olarak sor. Hani cumartesi haddi aşıyorlardı. Cumartesi günlerinde
balıkları kendilerine akın akın geliyor diğer günlerinde ise gelmiyordu.
Böylece onları yalpalamaları gereğince sınıyorduk.
7.164.Onlardan bir nesil “Allah’ın helak edeceği yahut
şiddetli bir azaba uğratacağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz?” dediği
vakit demişlerdi ki Rabbinizden yana bir mazeret olsun diye ve belki uygun
iradeli olurlar!
7.165.Ne zaman ki kendilerine öğütleneni unuttular
kötülükten sakındıranları kurtardık. Hak tanımazları yalpalamaları gereğince
sıkıntılı bir azap ile yakaladık.
7.166.Ne zaman ki sakındırıldıklarına karşı kibirlenip
haddi aştılar biz de “Aşağılık maymunlar olun!” dedik.
7.167.Rabbin, azabın kötüsünü uygulayacak olanları
huzura çıkış gününe kadar üzerlerine göndereceğini ilan etmişti. Elbet Rabbin
cezalandırması seri olandır. Elbet O mağfiret edicidir, iyilikle muamele
edicidir.
7.168.Biz onları yeryüzünde farklı nesiller haline
koyduk. Onlardan salih olanlar da vardı berikiler de vardı. Kendilerini
iyiliklerle de kötülüklerle de sınadık ki yanlıştan dönerler.
7.169.Arkalarından gelen bir nesil onların yerini
aldılar, mesaja mirasçı oldular. Bu geçici dünyanın geçici menfaatini
alıyorlardı ve “nasılsa bağışlanırız!” diyorlardı. Böylece geçici de olsa hangi
menfaat gelirse gelsin onu alıyorlardı. “Allah hakkında gerçeğin dışında
konuşmayacaksınız!” diye onlardan mesajın gereğince söz alınmamış mıydı? Ahiret
yurdu uygun iradeli olanlar için daha iyidir. Akıl etmez misiniz?
7.170.Mesaja tutunan ve yönelimi gereğince ifa
edenlere gelince elbet biz uygunluğu gözeten kimselerin ecrini zayi etmeyiz.
7.171.Adeta bir gölgelik gibi dağı üzerlerine
kaldırmıştık, tepelerine düşecek sanmışlardı. Size verdiğimize kuvvetle tutunun
ve içeriğini hatırlayın ki belki uygun iradeli olursunuz!
7.172.Rabbin Âdemoğullarının arkalarından
zürriyetlerini yakalamış oldu ve onları kendi durumlarına şahit kıldı: Ben
sizin rabbiniz değil miymişim? “Evet, şahit olduk” dediler! Huzura çıkış günü
“biz bundan habersizdik” diyebilirdiniz!
7.173.Ya da “Önceden atalarımız iştirakçiler
edinmişlerdi. Biz onların ardından gelen bir nesildik. Bozukluk peşinde
olanların yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin?” diyebilirdiniz!
7.174.Böylecene delilleri ayrıntısıyla sunuyoruz ve
belki yanlıştan dönerler.
7.175.Onlara, delillerimizi kendisine lütfettiğimiz
halde lütfumuzdan soyutlanan kimsenin haberini sunum yap. Şeytan onun ardına
düştü de sonuçta o, sapıtanlardan oldu.
7.176.Gerek görseydik onu delillerimiz gereğince
yüceltirdik. Lakin o, dünyaya devamlılık gösterdi, eğilimine uydu. Onun örneği,
üzerine varsan da kendine bıraksan da nefes nefese soluyup duran köpeğin
örneğinde olduğu gibidir. Delillerimizi yalanlayan kimselerin örneği böyledir.
Yine de sen kıssayı anlat ki düşünebilirler!
7.177.Delillerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmeder
olanlar ne kötü bir örnektir!
7.178.Allah kimi aydın kılarsa o aydınlık üzeredir.
Kimi de karanlıkta bırakırsa işte onlar kaybedeceklerdir.
7.179.Biz cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem
için yaratmış olduk. Onların kalpleri vardır kalpleriyle farkındalık edinmezler,
gözleri vardır gözleriyle görmezler, kulakları vardır kulaklarıyla duymazlar.
Onlar geviş getiren hayvanlar gibidirler. Bilakis onlar daha da karanlıktırlar.
Onlar gerçeklerden nasipsizdirler.
7.180.Gereğince güzel isimler Allah’a aittir. O’na o isimlerle
çağırın. Onun isimleri hakkında yanlışa meyledenleri bırakın. Yakında yapıp
ettiklerinin cezasını göreceklerdir.
7.181.Yarattıklarımızdan bir nesil var ki gerçeği
ortaya koymak üzere aydınlık sunumu yaparlar ve onunla adalet üzere
davranırlar.
7.182.Delillerimizi yalanlayanları anlamadıkları
cihetle gitgide helake sürükleyeceğiz.
7.183.Onlara
süre tanıyorum. Benim planım elbet sağlamdır.
7.184.Arkadaşlarında bir çılgınlık olmadığını
düşünemediler mi? O ancak apaçık bir uyarıcıdır.
7.185.Göklerin ve yerin hükümranlığına ve Allah’ın
yaratmış olduğu herhangi bir şeye bakmıyorlar mı? Süreçlerinin yaklaşmış olabileceğini
düşünmüyorlar mı? Ondan sonra hangi söyleme inanırlar?
7.186.Allah kimi karanlıkta bırakırsa onun için bir
aydınlatıcı yoktur. Onları taşkınlıklarıyla bırakır bocalayıp dururlar.
7.187.Sana hesabın görüleceği vaktin ne zaman gelip
çatacağını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onun
vaktini Rabbimden başka açığa vurabilecek yoktur. Göklerde ve yerde çok ağır
bir durumdur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun da sana
soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır velakin insanların çoğu
anlamazlar.
7.188.De ki: Allah’ın gerek görmesi dışında kendim
için bile bir fayda ve zarar yetkisinde değilim. Bildiri olunan gözlemlenebilir
ötesi gerçeği bilir olsaydım iyilik olanı çoğaltırdım, kötülük de bana
dokunmazdı. Ben inanır olanlar için ancak bir uyarıcıyım, bir müjdeleyiciyim.
7.189.Sizi bir özden yaratan O’dur. Kendisinde sükûnet
bulması üzere kişinin eşini de o özden kılmıştır. Eşine sarınıp yakın olunca
eşi hafif bir hamileliği yüklendi ve onunla gezinir oldu. Hamilelik ağırlaşınca
ikisi de Rableri olan Allah’a “Eğer bize salih bir evlat lütfedersen elbet
şükredenlerden oluruz” diye yakarır oldular.
7.190.Ne zaman ki onlara salih bir evlat verdi
lütfetmiş bulunduğu konusunda O’na iştirakçiler kılmaya koyuldular. Oysa
Allah onların iştirakçi edindiklerinden uzaktır.
7.191.Bir şey yaratamayan kendileri de yaratık olan
şeyleri mi iştirakçi kılıyorlar?
7.192.Onlar için bir yardıma güç yetiremezler,
kendilerine bile yardım edemezler.
7.193.Onları aydınlığa çağırsanız da size uyacak değiller.
Onlara çağırsanız da susup kalsanız da sizin için birdir!
7.194.Doğrusu Allah’ın berisinde çağırdıklarınız da
sizinle benzerlikleri olan birer kuldur. Eğer iddianızda doğru iseniz hadi
onlara çağırın da size cevap versinler!
7.195.Onların yürüyebilecekleri ayakları,
tutunabilecekleri elleri, görebilecekleri gözleri ya da işitebilecekleri
kulakları mı var? De ki: Hadi iştirakçi kıldıklarınıza çağırın, hem bana planınızı
kurun, sakın bana göz açtırmayın!
7.196.Benim destekçim mesajı indiren Allah’tır. Salihlere
o destek verir.
7.197.O’nun berisinde çağırdıklarınız size bir yardıma
güç yetiremezler, kendilerine bile yardım edemezler.
7.198.Onları aydınlığa çağırsanız da sizi duymazlar.
Sana baktıklarını düşünürsün ama onlar görmezler.
7.199.Af yolunu tut kabul göreni öğütle, cahillerden
uzak dur.
7.200.Şeytantan bir şekilde kışkırtmaya maruz kalırsan
Allah’a sığın. Allah işitendir bilendir.
7.201.Uygun iradeli olanlar şeytandan bir eğilime
uğradıklarında düşünür anlarlar ve anında basiret gösterirler.
7.202.Cehalet sergileyenlerin kardeşleri onları taşkınlığa
sürüklerler, hem yakalarını da bırakmazlar.
7.203.Onlara durum hakkında bir delil getirmediğin
zaman şöyle derler: delili kendin derleseydin ya! De ki: Ben ancak
Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan farkındalık
sunumlarıdır ve inanır olanlar için bir aydınlıktır, bir rahmettir.
7.204.Kur’an okunduğu zaman ona kulak verin ve
söyleneni dinleyin ki belki merhamet görürsünüz!
7.205.Rabbini içtenlikle yakararak, derin bir
duyarlılıkla ve kısık sesle sabah akşam an. Sakın duyarsızlardan
nasipsizlerden olma.
7.206.Doğrusu Rabbinin katındakiler O’na kulluktan geri durmazlar büyüklenmezler, O’na yöneliş üzere olurlar ve O’na saygı gösterirler.
Kuranı hepimiz okuyoruz fakat neden farklı anlıyoruz?
YanıtlaSilİnanan bir toplum için yol gösterici olarak kitap gönderdik.
Tahrif Edilen Din-KAVRAM KARGAŞASI.
Biliyorsunuz SÜNNETULLAH,Allahın değişmez YASA larıdır.
Değişim fıtrat gereğidir.Ya değiştirirsiniz,ya da değiştirilirsiniz.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1900721827045876&id=100013242319421
Bilimsel Kâfirlik ve CahilliK-Buna rağmen siz, bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller!
YanıtlaSilKAFİR NE DEMEK.İNCELE ARAŞTIR.
DAVA ADAMLARI KAVİMLERİNDEN AYRILMADIKÇA.
NESLİ KAYBEDİYORUZ-
RECET lazım.
CAHİLLİK GÜÇTÜR|Aydınlara çağrı.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1912895159161876&id=100013242319421
244.TAKVA VE TAKVA ELBİSESİ-Size çirkinliklerinizi örtecek giysi,süslenecek elbise indirdik
YanıtlaSil(ERKEK ÇOCUKLARIN SÜNNETİ )
KURANA TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
Milyonlarca Kurban Kesilmesine Rağmen,Niçin Takva Toplumu Olmuyoruz?!!!
Bırak müminliği... Müslüman Olduğumuz bile şüpheli şaibeli.
Anlaşmak için KAİDELERDEN başlamamız gerekir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1914351702349555&id=100013242319421
Kurân'a Göre Müsrif Kimdir.? "Ey nefislerine karşı gerçeği bütünüyle ortaya koymayan kullar.
YanıtlaSil" Boş ve düşük işlerle ve sözlerle işi olmasın.
Diyorlar ki; Bu ümmete vahdet lazım. Diyorum ki; Vahdet için evvela TEVHİD lazım.
Ruh eşyadaki özelliktir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid02URV3d9FMNckemFb4uxVtLVn1Yij64LQdhTNHq7hjJZTGQK9Wye1rXYYT6Tt2AJaLl&id=100013242319421
246.A’RAF VE ASHAB-A’RAF-Âyetlerimizi yalanlayan ve onlara karşı büyüklenen şu kimselere,...
YanıtlaSilKURANA NEDEN TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
ÖVMEK VE YERMEK EŞYADAKİ ÖZELLİKLERDENDİR ÖLÇÜ OLARAK KULLANILIR.
Tüm insanlık cennetliktir.! Şirk-İTİKADİ-koşmamak şartı ile.
BENİM CENNETİM GARANTİ DİYEBİLMELİ MÜSLÜMAN.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1923396381445087&id=100013242319421
247.YAHUDİLER MAYMUNA MI ÇEVİRİLDİLER
YanıtlaSilSebt-Sefil-cumartesi. Sizden sağlam bir söz almıştık.Sonra yüz çevirdiniz.
Bugün İslam dünyasında yaşanan din Kur’ân kaynaklı bir din değildir.
KURANIN TAFSİLİ VE TEFSİRİ ALLAHA AİTTİR!
KURANA TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1927908284327230&id=100013242319421
Çocuklarımızı Allah'a şirk koşmak!
YanıtlaSilKENDİLERİNE ALLAH’IN YANINDA VELİ, SALİH, SIDDIKLAR EDİNENLERİN, DÜŞTÜĞÜ BATAKLIK. UYAN EY MÜSLÜMAN VE DİĞER İNSANLAR.
TEVBE-24) De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, k...
Bildiklerimizi Yeniden Düşünmeye İhtiyacımız Var!
https://x.com/huseyinsasmaz/status/1814286992722571433
Kimin Kuluyuz?-Allah’ın resulüne muhalefet VE..."Cehennem ateşi daha sıcaktır.
YanıtlaSilATAİSTİM DİYENLER YALAN SÖYLEMEKTEDİRLER.VEYA ...
De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimin ne olduğunu kesin ve tam olarak bilmiyorduysanız,
UYAN EY MÜSLÜMAN VE DİĞER İNSANLAR.
https://x.com/huseyinsasmaz/status/1816835228289184227
117.ALLAHA DÖNÜŞ -ALLAHA DÖNDÜRÜLÜŞ-BAKARA-Onlar ki başlarına bir sıkıntı durumu geldiğinde “Sahibimiz Allah’tır, O’na döneceğiz!” derler.
YanıtlaSilSECDE-21.Elbet büyük azabın öncesinde onlara yakın azabı da tattıracağız ki yanlıştan dönerler!
Şahsiyeti tedavi edilmesi gereken Diyanet mensupları.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid02PQngMQ8L2c392ULW9f28DniZ6b98iEWfJEDV1aiJxxT6RbNH5YALnhJ45u1W2u32l&id=100013242319421
253.İLK İNSANLARDA ENSEST İLİŞKİ-Ey İnsanlar!Sizi bir özden yaratan,eşini de aynı özden yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın vücuda getiren Rabbinize yönelik uygun İrade...
YanıtlaSilİNSANLIK (Ensest =aile içi ilişki)İLEMİ DEVAM ETTİ :
İSA–ÂDEM–BEŞER–NÂS-İNSAN
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1963927140725344&id=100013242319421
254.ALLAH’IN GÖKLERİ DÜŞMEKTEN KORUMASI-Mûsâ'yı en kutlu aşamaya (elçilik makamına) yükseltmiştik.Günümüzde yaşayan Resuller,kim.?
YanıtlaSilÖlümde olsa,Kişi bilgilendiği zaman problem çözülür.
KURANA NEDEN MEAL YAZILAMAZ?
Göğü de yere düşmekten O tutuyor.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid0cSsBCvSkwy5ZC4cz4Vn3VkQNCUH2Up2qaVakDHPmdAPR5zKZUV4bZUumakiim6Dhl&id=100013242319421