4.Nisa Suresi

BismillahirRahmanirRahim

4.1.Ey İnsanlar! Sizi bir özden yaratan, eşini de aynı özden yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın vücuda getiren Rabbinize yönelik uygun iradeli olun. Kendisi namına hesaplaştığınız Allah’a ve yakınlık bağlarına uygun iradeli olun. Elbet Allah üzerinizde gözetmendir.

4.2.Yetimlere mallarını verin. Kötü olanı iyi olanla değiştirmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Bu büyük bir vebaldir.

4.3.Eğer yetimlere hakkaniyetli olamamaktan korkarsanız sizin için hoşluğu ve uygunluğu olan yetimi olmayan kadınlardan ikişer üçer dörder nikâhlayın. Eğer kadınlar arasında adalet yapamamaktan korkarsanız bir tanesinin ya da nikâh akdinizin altında olanın nikahıyla yetinin. Böyle olması adaletli olamamanız noktasında daha düşük bir risk olur.

4.4.Kadınlara sadakat ödeneklerini bir hibe olarak verin. Eğer ondan bir şeyi size uygunlukla kendiliğinden verirlerse hoşlukla afiyetle yiyin.

4.5.Allah’ın, idarenize bıraktığı mallarınızı düşüncesizlere teslim etmeyin. Onlarla geçimlerini ve giyimlerini sağlayın. Kendileriyle iyilik olarak kabul gören bir durum üzere konuşun.

4.6.Yetimleri nikâh çağına varıncaya kadar deneyin. Eğer bir olgunluklarını görürseniz mallarını kendilerine verin. Büyüyorlar diye saçıp savurarak tez elden mallarını bitirmeye kalkışmayın! İhtiyacı olmayan bundan çekinsin. İhtiyacı olan iyilik olarak kabul gören durumda yararlansın. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman teslim ettiğinize dair şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

4.7.Ana baba ve yakınların bıraktığından erkekler için bir nasip vardır. Ana baba ve yakınların bıraktığından kadınlar için de bir nasip vardır. Bırakılan az olsun çok olsun bu belirlenmiş bir nasiptir.

4.8.Paylaşım anında yakınlar, yetimler ve gereksinimi olanlar hazır bulunursalar onlara da ondan bir bağış yapın ve onlarla iyilik olarak kabul gören bir durum üzere konuşun.

4.9.Arkalarında zayıf bir nesil bırakmaları durumunda endişe duyacak olanlar bunlar hakkında da duyarlı olsunlar, Allah’a yönelik uygun iradeli olsunlar ve uygun bir dil kullansınlar. 

4.10.Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenler ancak karınlarına ateş doldururlar. Yakında tutuşmuş bir ateşe yöneleceklerdir.

4.11.Allah size evladınız hakkında erkek için iki kız payı kadar tavsiye eder. Eğer kızlar ikinin üzerinde olursalar bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir olursa bıraktığının yarısı onundur. Eğer mirası bırakanın çocuğu varsa bıraktığından anne babasının her biri için altıda bir vardır. Eğer çocuğu yokken anne babası ona mirasçı olmuşsa annesi için üçte bir vardır. Bu durumda miras bırakanın kardeşleri de varsa annesi için altıda bir vardır. Bu paylar miras bırakanın vasiyetinden ya da borcundan sonradır. Babalarınızın ve çocuklarınızın fayda bakımından hangilerinin size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah tarafından böyle belirlenmiştir. Elbet Allah hakkıyla bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.   

4.12.Hanımlarınızın eğer çocukları yoksa bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu paylar yaptıkları vasiyetten ya da borçtan sonradır. Eğer çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri hanımlarınızındır. Eğer çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri hanımlarınızındır. Bu paylar yaptığınız vasiyetten ya da borçtan sonradır. Bir erkeğe ya da bir kadına evladı bulunmaması durumunda mirasçı olunursa mirası bırakanın bir erkek kardeşi ya da bir kız kardeşi varsa onların her biri için altıda bir vardır. Eğer kardeşler bundan fazla olursalar zarara sebep olmaksızın üçte bire ortaktırlar. Bu paylar mirası bırakanın vasiyetinden ya da borcundan sonradır. Allah’tan bir vasiyet olarak böyledir. Allah bilendir, Makul muamele edendir.

4.13.Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse Allah onu içerisinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Orada devamlıdırlar. İşte büyük kazanç budur.

4.14.Kim Allah’a ve resulüne asi olur ve Allah’ın sınırlarını aşarsa onu içinde devamlı olacağı ateşe koyar. Aşağılayıcı bir azap onun içindir.

15.Kadınlarınız olarak fuhuşla gelenlere karşı sizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse ölümün onları vefat ettirmesine ya da Allah’ın onlar için bir yol kılmasına kadar kendilerini evlerde tutun.

4.16.Sizden fuhuşla gelen iki erkeğe eziyet edin. Eğer tevbe ederler ve kendilerini düzeltirlerse onları bırakın. Allah tevbeleri kabul edicidir, iyilikle muamele edicidir.

4.17.Allah’ın kabul edeceği tevbe bir cahillikle kötülük işleyen hem işi uzatmadan tevbe eden kimselerin tövbesidir. İşte onlara Allah merhametiyle yönelir. Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.18.Kötülükleri işleyerek sonunda ölüm kendisine geldiğinde “Ben şimdi tevbe ettim!” diyenlerin ya da dikkate almaz kimseler olarak ölenlerin tevbeleri Allah’ın kabul edeceği tevbe değildir. Onlara acıklı bir azap hazırlamışızdır.

4.19.Ey İnananlar! Kadınlara hoşnutsuzlukla mirasçı olmanız size helal olmaz. Tespit edilmiş bir iffetsizlikte bulunmaları hali dışında kendilerine verdiğinizin bazısını götürebilmeniz için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyilik olarak kabul gören durumda geçim kurun. Eğer hoşunuza gitmiyorlarsa bile olur ki hoşlanmadığınız bir şeyde Allah sizin için birçok iyilik kılabilir.

4.20.Bir eşin yerine başka bir eş alma iradesinde olursanız birincisine kantarlarca servet ödemiş olsanız bile hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve apaçık bir şekilde iyilikten uzak durarak mı geri alacaksınız?

4.21.Hem birbirinizle birleşmişken ve onlar sizden ağır bir söz almışken nasıl bir şeyi geri alabilirsiniz?

4.22.Babalarınızın nikâhladığı kadınları nikâhlamayın. Artık geçen geçmiştir. Elbet o iffetsizlikti, iğrençti. Çok kötü bir yoldu.

4.23.Şunları nikâhlamanız size haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sütanneleriniz, süt kızkardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, kendileriyle mahremiyet yaşadığınız kadınlarınızdan dolayı yasaklınız olan üvey kızlarınız ki henüz analarıyla bir mahremiyet yaşamamışsanız bu durumda onlar konusunda üzerinize bir sakınca olmaz. Öz evlatlarınızın hanımları ve iki kız kardeşi birlikte almanız. Geçen geçmiştir. Allah mağfiret edicidir, iyilikle muamele edicidir. 

4.24.Evlenmiş olarak iffetini korumaya almış kadınları da nikâhlamanız haram kılınmıştır. Ama böyle kadınlardan iltica güvenceniz altında olanların durumu istisnadır. Allah’ın, üzerinizdeki yasası böyledir. Bu sayılanların dışındaki kadınları zinaya sapmamak üzere iffetinizi koruyarak mallarınızdan verip nikâhlamanız size helal kılınmıştır. Kendileriyle hayat bulmak istediğiniz kadınlara belirlenen ödeneklerini verin. Ödeneğin belirlenmesinden sonra karşılıklı rıza ile anlaşmanız noktasında üzerinize sakınca olmaz. Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.  

4.25.Sizden kim ki inançlı olan iffetli asaletli kadınlarla evlenme imkânı bulamaz o zaman inançlı olan genç kadınlarınız olarak iltica güvenceniz altında bulunanlarla evlensin. Allah inancınızı en iyi bilendir. Siz birbirinizdensiniz. Şu hâlde onları velilerinin izni ile nikâhlayın. Ödeneklerini zinaya meyletmemiş ve dost tutmamış iffetli asaletli kadınlar olmaları üzere iyilik olarak kabul gören durumda ödeyin. Ama eğer iffetleri noktasında aykırı bir durumları belirmiş durumda olursalar o zaman onlara bir sıkıntı kabilinden iffetli asaletli kadınlara ödenenin yarısı kadar ödenek verin. Bu durumdaki bir evlilik sizin günaha girmekten korkanlarınız için uygun olur. Sabır gösterip böyle bir evlilik yapmamanız ise daha iyi olur. Allah bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir. 

4.26.Allah size açıkça ifade etmeyi, sizden öncekilerin süregelen yaşantıları konusunda sizi aydınlatmayı ve size merhametiyle yönelmeyi irade eder. Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.27.Allah size merhametiyle yönelmeyi irade eder, arzularına uyanlar büyük bir yanlışa meyletmenizi irade eder.

4.28.Allah yükünüzü hafifletmeyi irade eder. İnsan zayıf yaratılmıştır.

4.29.Ey inananlar! Mallarınızı aranızda haksız dayanaklarla yemeyin. İllaki karşılıklı rızaya dayalı alışveriş durumu ile yiyin. Kendinizi mahvetmeyin. Elbet Allah size iyilikle muamele edicidir.

4.30.Kim düşmanlık güderek ve haksızlık ederek bunu yaparsa onu ateşe yöneltiriz. Bu, Allah’a kolaydır.

4.31.Sakındırıldığınız büyük günahlardan kaçınırsanız kusurlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir konuma sokarız.

4.32.Allah’ın sizleri birbirinize göre farklı kıldığı artılara özenmeyin. Erkeklerin kendi kazandıklarından bir nasipleri vardır, kadınların kendi kazandıklarından bir nasipleri vardır. Allah’ın lütfundan isteyin. Elbet Allah her şeyi bilendir.

4.33.Ana baba ve yakınların bıraktıklarına erkekleri de kadınları da mirasçı kıldık. Sözleşmelerinizle bağlandığınız kimselerin de nasiplerini verin. Elbet Allah her şeye şahittir.

4.34.Erkekler kadınları koruyucu gözeticidirler. Zira Allah onlarda birbirlerine göre farklı artılar kılmıştır. Bir de Erkekler mallarından gereğince sunum yapma durumundadırlar. Uygun davranan kadınlar Allah’ın koruması üzere vefalı duruşu olan ve mahremiyeti koruyan kadınlardır. Tavırlarıyla korkar olduğunuz kadınları uyarıp rahatsızlığınızı izah ediniz, yataklarından çekiliniz, onlara sorunun mutlak çözümü gereğini vurgulayınız. Eğer neticede sözünüzü dinlerlerse aleyhlerinde bir yol aramayınız. Elbet Allah yücedir, büyüktür.

4.35.Eğer eşlerin aralarında ayrılığa girmesinden korkarsanız erkeğin ehlinden bir hakem kadının ehlinden bir hakem gönderin. İki taraf da arayı düzeltmeyi irade ederlerse Allah aralarını uzlaştıracaktır. Elbet Allah bilendir, haberli olandır.

4.36.Allah’a kul olun, O’na hiçbir şeyi iştirakçi edinmeyin. Ana babaya gereğince iyi davranın ve yakınlara, yetimlere, ihtiyacı olanlara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcu olana ve güvenceniz altında olanlara. Doğrusu, Allah büyüklenenleri, böbürlenenleri sevmez.

4.37.Onlar ki cimrilik ederler, insanlara cimriliği emrederler ve Allah’ın, kendi lütfu olarak verdiğini gizlerler. Dikkate almaz olan zıtlaşanlar için aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.

4.38.Onlar ki mallarından insanlara gösteriş olsun diye sunum yaparlar ve Allah’a, ahiret gününe inanmazlar. Kim şeytan ile yoldaş olursa o ne kötü bir yoldaşlıktır.

4.39.Ne olurdu sanki Allah’a ve ahiret gününe inansalardı, Allah’ın onlara verdiği rızıklardan gereğince sunumlar yapsalardı! Allah onları çok iyi bilendir.

4.40.Allah zerre miktarı haksızlık etmez. Bir iyilik olursa onu kat kat artırır ve kendi lütfu olarak büyük bir ecir verir.

4.41.Her nesil için bir şahit getirdiğimiz ve onlar üzerine de seni şahit tuttuğumuz zaman nasıl olacak?

4.42.Dikkate almaz olan zıtlaşanlar ve resule isyan edenler o gün yerle bir olmayı dilerler. Hiçbir söylemi Allah’tan gizleyemezler.

4.43.Ey inananlar! Aklı başında olmama durumunda olduğunuzda ne dediğinizi bilinceye kadar, yolculukta olmanız dışında cünüp iken yıkanıncaya kadar yönelime yaklaşmayın. Hasta yahut yolcuysanız veya tuvaletten gelmiş ya da kadınlara dokunmuşsanız ve su bulamamışsanız iyi temiz faydalı bir zemine yönelin ve yüzlerinizi, ellerinizi onunla mesh edin. Allah elbet affedicidir, bağışlayıcıdır.

4.44.Kendilerine mesajdan bir nasip verilmiş olanların karanlığı satın aldıklarını ve yoldan karanlıkta olmanızı irade ettiklerini görmedin mi?

4.45.Allah düşmanlarınızı en iyi bilendir. Destekçi olarak Allah yeter, yardımcı olarak Allah yeter.

4.46.Yahudilerden sözleri mevzularından çarpıtanlar var. Dillerini eğip bükerek ve dinde kusur arayarak “İşittik isyan ettik! Dinle ama duyma!” diyorlar ikircikli ifadeler kullanıyorlar. Onlar “İşittik itaat ettik! Dinle kulak ver” deseler ima içermeyen net ifadeler kullansalar elbet onlar için iyi ve daha sağlam olurdu. Lakin Allah onları dikkate almazlıkları sebebiyle lanetlemiştir, çok az inanırlar!

4.47.Ey mesaja muhatap olunanlar! Nicelerini tersyüz edip akıbetlerini mahvetmeden yahut cumartesi yoldaşlarını lanetlediğimiz üzere daha nicesini lanetlemeden yanınızda olanla ilgili bir doğrulayıcı olarak indirdiğimiz şeye inanın! Allah’ın emri yerine getirilmiş olur!

4.48.Allah kendisine iştirakçi edinilmesini bağışlamaz. Bunun berisinde olanı gerek gördüğü kimse için bağışlar. Kim Allah’a iştirakçi edinirse çok büyük şekilde iyilikten uzak bir iftira etmiş olur.

4.49.Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Oysa Allah gerek gördüğünü temize çıkarır ve zerre miktarı haksızlığa uğratılmazlar. 

4.50.Bak ki Allah’a karşı nasıl da yalan uyduruyorlar! Apaçık bir şekilde iyilikten uzak durma olarak bu yeter!

4.51.Kendilerine mesajdan bir nasip verilmiş olanları görmedin mi? Kâhinlere, saptırıcılara inanırlar da dikkate almaz olan zıtlaşanlar için “Bunlar yol olarak inananlardan daha aydındır” derler. 

4.52.İşte bunlar Allah’ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse artık onun için bir yardımcı bulamazsın.

4.53.Yoksa onların hükümranlıktan bir nasipleri mi var? Öyle olsa insanlara zırnık bile koklatmazlar.

4.54.Yoksa onlar Allah’ın lütfu olarak insanlığa verdiği sebebiyle mi insanları kıskanıyorlar? İbrahim ailesine mesajı ve gerçeğin hükmünü vermiştik. Onlara büyük bir mülk vermiştik.

4.55.Ama ona inananlar da onlardandı yüz çevirenler de onlardandı. Tutuşturucu olarak cehennem yeter!

4.56.Delillerimizi dikkate almaz olan zıtlaşanları yakında bir ateşe yönelteceğiz. Derilerini, piştikçe azabı tadabilmeleri üzere, yenileri ile değiştireceğiz. Elbet Allah her şeye güç yetirendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.57.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanları kendisinde sürekli devamlı olacakları, içerisinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Onlara orada çeşit çeşit tertemiz nimetler olacak. Onları gölgeli barınaklarda bulunduracağız.

4.58.Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Allah’ın size öğütlediği şey ne güzeldir! Elbet Allah işitendir, görendir. 

4.59.Ey inananlar! Allah’a itaat edin, resule ve sizden olan yetki sahiplerine itaat edin. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düştüğünüzde konuyu Allah’a ve resule getirin. Bu iyi olandır ve açıklama bakımından tam gereğince olandır.

4.60.Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Saptırıcının hakemliğine başvurmayı irade ediyorlar. Hem de onu dikkate almamaları gereğince emir almışlardı. Şeytan onları imkânsız bir karanlıkta bırakmayı irade eder.

4.61.Onlara “Allah’ın indirdiğine ve resule gelin!” dendiğinde ikiyüzlülerin senden iyice geri durduklarını gördün.

4.62.Buna rağmen nasıl oluyor da kendi elleriyle yaptıkları yüzünden bir musibete uğradıkları zaman hem sana geliyorlar da “Biz sadece gereğince iyilikte bulunmak ve arabuluculuk yapmak iradesinde olduk” diye Allah’a yemin edebiliyorlar?

4.63.Oysa kalplerinde olanı Allah bilir. Onları dikkate alma. Kendilerine öğüt ver ve özlerinde net ifadesini bulacak bir söz söyle.

4.64.Biz gönderdiğimiz her resulü mutlaka Allah’ın izniyle itaat edilmek üzere göndermişizdir. Eğer onlar kendilerine zulmetmiş olduklarında sana gelip Allah’tan bağışlanma dileselerdi, resul de onlar için bağışlanma dileseydi elbet Allah’ı tevbeleri kabul edici ve iyilikle muamele edici bulurlardı.

4.65.Hayır! Rabbin tanıktır ki aralarında meydana gelen hususlarda seni hakem tayin etmedikleri sürece, hem verdiğin karardan dolayı içlerinde bir sıkıntı olmaksızın tam anlamıyla benimsemedikleri sürece inanır olmuyorlar.

4.66.Eğer onlar üzere “Ya kendinizi feda edin ya da vatanınızı terk edin” diye yasa kılsaydık pek azı hariç bunu yapmazlardı. Oysa kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi elbet onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu. 

4.67.Ve o zaman kendilerine katımızdan büyük bir ecir verirdik.

4.68.Kendilerini dosdoğru bir yolda aydın ederdik.

4.69.Kim Allah’a ve resule itaat ederse işte onlar Allah’ın nimetlendirdiği nebilerle, doğrularla, şahitlerle, Salihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel yoldaştırlar.

4.70.Bu lütuf Allah’tandır. Bilen olarak Allah yeter.

4.71.Ey İnananlar! Önleminizi alın da ister birlikler halinde seferber olun ister topluca seferber olun.

4.72.Elbet aranızdan ağırdan alanlar olacaktır. Başınıza bir şey gelirse “Allah bana acıdı da onlarla aynı acıya tanık olmadım!” diyecektir. 

4.73.Size Allah’tan bir lütuf ulaşınca sanki sizinle onun arasında hiç dostluk olmamışçasına “Ah keşke onlarla birlikte olsaydım da büyük bir kazancı ben de elde edebilseydim!” diyecektir.

4.74.Şu hâlde dünya hayatını ahirete karşılık satacak olanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşırsa öldürülse de galip gelse de ona büyük bir ecir vereceğiz.

4.75.“Rabbimiz! Bizi, ehli zalim olan bu diyardan çıkar, bize katından bir destekçi kıl, bize katından bir yardımcı kıl” diye dua eden erkek, kadın ve çocuklar ezilmiş zayıf düşürülmüşken size ne oluyor da Allah yolunda savaşmıyorsunuz?

4.76.İnananlar Allah yolunda savaşırlar, dikkate almaz olan zıtlaşanlar saptırıcı yolunda savaşırlar. Şu hâlde şeytanın destekçileriyle savaşın. Elbet şeytanın planı zayıftır.

4.77.Kendilerine “Savaştan geri durun, yönelimi gereğince ifa edin ve uygunluğu sağlayın” denen kimseleri görmedin mi? Onlara savaş yasa edildiği an bir kısmı, Allah’tan korkarcasına hatta daha fazlasıyla insanlardan korkuyorlar ve diyorlar ki “Rabbimiz! Niçin bize savaşı yasa ettin? Bizi yakın bir sürece kadar erteleseydin ya!” De ki: Dünyanın nasibi azdır. Uygun iradeli olanlar için ahiret iyidir, zerre kadar haksızlığa uğratılmazsınız.

4.78.Nerede olursanız olun isterse sağlam kulelerde bulunun ölüm size erişir. Kendilerine bir iyilik dokunsa “Bu Allah katındandır” derler. Başlarına bir kötülük gelse “Bu senin yüzündendir” derler. “Hepsi Allah katındandır” de! Bu kimselere ne oluyorsa, sanki hiçbir söylemden farkındalık edinemiyorlar!

4.79.Başına gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük kendindendir. Biz seni insanlığa bir resul olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.

4.80.Kim Resule itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse biz seni onlara bekçi göndermiş değiliz.

4.81.İtaat diyorlar ama yanından ayrıldıkları an onlardan bir taife senin söylediğine zıt düşünce kuruyorlar. Allah, kurduklarını kayda geçiriyor. Onlardan yüz çevir, Allah’ı vekil edin. Vekil olarak Allah yeter.

4.82.Hâlâ Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaklar mı? Eğer ki Allah katından olmasaydı elbet onda birçok çelişki bulurlardı.

4.83.Güven yahut korkuyla ilgili bir durum kendilerine ulaştığında onu yaydılar. Eğer meseleyi resule ya da aralarındaki yetki sahiplerine iletselerdi işin gerçeğini tespit etme konumundakiler durumu bileceklerdi. Allah’ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı elbet çoğunlukla şeytana uymuştunuz.

4.84.Şu hâlde Allah yolunda savaş. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnanır olanları hazırla. Olur ki Allah dikkate almaz olan zıtlaşanların şiddetini kırar. Elbet şiddet olarak ve caydırıcı olarak Allah en üst seviyedir.

4.85.Kim bir iyiliği himaye ederse onun ondan bir nasibi olur. Kim bir kötülüğü himaye ederse onun da ondan bir nasibi olur. Allah her şey üzere muktedirdir.

4.86.Size hayat esenliğinde bulunulduğu zaman ondan daha gereğince ya da onun gibi bir esenlikle mukabele edin. Elbet Allah her şey üzere hesap görücüdür.

4.87.Allah ki O’ndan başka ilah yoktur. Kendisinde belirsizlik olmayan huzura çıkış gününe sizleri mutlaka toplayacaktır. Söylemi Allah’tan daha doğru kim olabilir.

4.88.Size ne oluyor da yaptıkları yüzünden kendilerini Allah tepetakla etmişken ikiyüzlüler hakkında iki guruba ayrılıyorsunuz? Allah’ın karanlıkta bıraktığını aydın etmeyi mi irade ediyorsunuz? Allah kimi karanlıkta bırakırsa onun için bir yol bulamazsın.

4.89.İstediler ki kendileri dikkate almaz oldukları üzere siz de dikkate almaz olsanız da onlarla aynı duruma düşseniz. Sakın Allah yolunda hicret etmedikleri sürece onları destekçiler edinmeyin. Eğer üzerinize tahakküm etmeye kalkarlarsa onları tutuklayın, karşı karşıya geldiğiniz yerde öldürün. Onlardan bir destekçi bir yardımcı edinmeyin.

4.90.Sizinle aralarında antlaşma bulunan kimselerle uzlaşmış ya da size gelmiş, sizinle veya kendi toplumlarıyla savaşmaktan göğüsleri daralmış olanların durumu farklıdır. Allah gerek görseydi onları da üzerinize salardı da sizinle savaşırlardı. Şu hâlde sizden uzak dururlarsa, sizinle savaşmazlar ve size barışık dururlarsa artık Allah onların aleyhinde size bir yol kılmamıştır.

4.91.Diğer bazılarını ise hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmayı irade eder bulacaksın. Fitneye sürüklendikleri her an, fitne içinde tepetaklak olmaktadırlar. Eğer onlar sizden uzak durmazlarsa, size barışık durmazlarsa, ellerini üzerinizden çekmezlerse onları tutuklayın, karşı karşıya geldiğiniz yerde onları öldürün. İşte böyleleri üzere sizin için apaçık bir yetki kıldık.

4.92.İnanır olan bir kimse için hatayla olması dışında inanır olan bir kimseyi öldürmesi olacak şey değildir. Kim inanır olan bir kimseyi hata ile öldürürse gözetim altındaki inanır olan bir kimseyi özgürleştirmesi ve öldürülenin ehline kusursuz bir diyet ödemesi gerekir. Tabi ehli bağışlarsa bundan muaf olur. Eğer hata ile öldürülen inanır olan kimse size düşman olan kimselerden ise gözetim altındaki inanır olan bir kimsenin özgürleştirilmesi yeterlidir. Şayet hata ile öldürülen kimse sizinle aralarında antlaşma bulunan kimselerden ise öldürülenin ehline kusursuz bir diyet ödenmesi ve gözetim altındaki inanır olan bir kimsenin özgürleştirilmesi gerekir. Bunlara imkân bulamayan kimse için tevbesini Allah’ın kabul etmesinden yana iki ay peş peşe durulma gerekir. Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.    

4.93.Kim inanır bir kimseyi kasten öldürürse onun cezası, içinde devamlı olacağı cehennemdir. Allah onu gazabına uğratmıştır, lanetlemiştir. Ona büyük bir azap hazırlamıştır.

4.94.Ey İnananlar! Allah yolunda seferber olduğunuz zaman iyice meseleyi anlayın da sakın size selam dileklerini sunan bir kimseye dünya hayatının geçici menfaatini arayarak “Sen inanır biri değilsin!” demeyin. Sayısızca kazanç gerçekte Allah katındadır. Daha önce siz de aynı konumdayken Allah size inayet etti. Şu hâlde iyice meseleyi anlayın. Elbet Allah yaptıklarınızdan haberlidir!

4.95.İnanır olanlardan bir mazeret olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda mallarıyla canlarıyla gayretli olanlar elbet aynı olmazlar. Allah mallarıyla canlarıyla gayretli olanları oturanlardan derece olarak artı kılmıştır. Her iki tarafa da Allah gereğince güzellik vadetmiştir ama gayret gösterenleri oturanlara göre büyük bir ecir olarak artı kılmıştır.

4.96.Kendi katından nice dereceler, mağfiret ve rahmet! Allah mağfiret edicidir, iyilikle muamele edicidir.

4.97.Melekler kendi nefislerini zulme uğratanları vefat ettirirken “Ne durumdaydınız!” derler. “Biz yeryüzünde zayıf düşürülmüştük” diye cevap verirler. Buyururlar ki: “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” Onların barınakları cehennemdir. Ne kötü bir sonuç!

4.98.İllaki bir çare üretemeyen, bir çıkar yol bulamayan erkek, kadın ve çocukların ezilenlerinin durumları farklıdır.

4.99.Allah’ın onlara mağfiret etmesi umulur. Allah affedicidir, mağfiret edicidir.

4.100.Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidilecek birçok yer ve bir genişlik bulur. Kim evinden Allah’a ve resulüne hicret etmek üzere çıkar da hem kendisine ölüm ulaşırsa onun ecri Allah’a kalmıştır. Allah mağfiret edicidir, iyilikle muamele edicidir.

4.101.Yeryüzünde seferber olduğunuz zaman dikkate almaz olan zıtlaşanların sizi sıkıntıya sokmasından korkarsanız yönelimi kısa tutmanızda üzerinize sakınca olmaz. Doğrusu dikkate almaz olan zıtlaşanlar sizin için apaçık bir düşmandır.

4.102.Sen de aralarında bulunduğun ve onlarla ilgili olarak yönelimi gereğince ifa ettiğin zaman onlardan bir taife seninle kalksınlar. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Saygı sergiledikleri zaman arkanıza geçsinler. Yönelimi edinmemiş diğer taife gelsinler seninle yönelimde bulunsunlar. Tedbirlerini ve silahlarını da alsınlar. Dikkate almaz olan zıtlaşanlar silahlarınızı ve eşyalarınızı ihmal etmenizi böylece aniden karşınıza çıkmayı isterler. Yağmurdan dolayı sıkıntıya uğrarsanız yahut hastaysanız önleminizi almanız kaydıyla silahlarınızı bırakmanızda üzerinize bir sakınca olmaz. Elbet Allah dikkate almaz olan zıtlaşanlar için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.

4.103.Yönelimi gerçekleştirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzere Allah’ı hatırlayın. Tehlikeden emin olduğunuz zaman yönelimi gereğince ifa edin. Doğrusu yönelim inanır kimselere vakitli bir yasa olmuştur.

4.104.Toplumun arayışı içinde gevşekliğe düşmeyin. Siz acı çekecekseniz düşman da tıpkı sizin gibi acı çekecektir. Hem onların ummadığını siz Allah’tan umabiliyorsunuz. Allah hakkıyla bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır. 

4.105.Biz sana mesajı Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye gerçeği ortaya koymak üzere indirdik. Sakın hainler için hesaptan düşürücü olma!

4.106.Allah’tan bağışlanma dile. Elbet Allah bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir.

4.107.Kendilerine hainlik edenler için arayışa girme! Doğrusu Allah iyilikten uzak duran hainleri sevmez.

4.108.İnsanlardan saklanabilseler de Allah’tan saklanamazlar. Rızasına uymayan söylemleri kurarlarken Allah onlarla beraberdir. Allah yapıp ettiklerini kuşatmıştır.

4.109.Hadi dünya hayatında onlar için arayışa girebildiniz, peki ya huzura çıkış gününde onlar için Allah’a karşı kim arayışa girebilir ya da onlara kim vekil olabilir?

4.110.Oysa kim bir kötülük yapar da yahut kendine zulmeder de hem Allah’tan bağışlanma dilerse zaten Allah’ı bağışlayıcı ve iyilikle muamele edici bulacaktır.

4.111.Kim iyilikten uzak durma diye bir durum edinirse bu edindiği kendi aleyhinedir. Doğrusu Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.112.Kim bir hataya düşer de yahut iyilikten uzak durma diye bir durum edinir de hem suçu bir başkasına atarsa büyük bir iftirayı ve apaçık bir şekilde iyilikten uzak durma diye bir durumu yüklenmiş olur.

4.113.Allah’ın sana lütfu ve rahmeti olmasaydı elbet onlardan bir taife seni karanlıkta bırakmaya kalkmıştı. Oysa ancak kendilerini karanlıkta bırakıyorlar. Seni bir şekilde zarara uğratabilecek değiller. Allah sana mesajı ve gerçeğin hükmünü indirmiş ve bilmediklerini öğretmiştir. Allah’ın sana lütfu çok büyüktür.  

4.114.Onların fısıldaşmalarının birçoğunda iyilik yoktur. Tabi yardımlaşmayı, iyilik olarak kabul gören bir durumda davranmayı ve insanların arasını düzeltmeyi öğütleyenlerin hali farklıdır. Kim Allah’ın rızasını arayarak böyle davranırsa ona büyük bir ecir vereceğiz.

4.115.Aydınlık kendisi için net ortaya çıktıktan sonra kim resul ile ayrılığa girer ve inanır olanların yolundan başkasına uyarsa onu döndüğü tarafa bırakırız ve cehenneme yönlendiririz. Ne kötü bir sonuç!

4.116.Allah kendisine iştirakçi edinilmesini bağışlamaz. Bunun berisinde olanı gerek gördüğü kimse için bağışlar. Kim Allah’a iştirakçi edinirse elbet imkânsız bir karanlığa düşmüş olur.

4.117.İlla O’nun berisinde dişil birtakım tahayyüllere çağırıyorlar. Aslında asi şeytandan başkasına çağırıyor değiller. 

4.118.Allah şeytanı lanetlemiştir. O şöyle demişti: Mutlaka kullarından belirli bir nasip edineceğim.

4.119.Mutlaka onları karanlıkta bırakacağım, mutlaka onları temennilere düşüreceğim, mutlaka onlara emredeceğim geviş getiren hayvanların kulaklarını yaracaklar, mutlaka onlara emredeceğim Allah’ın yaratışını değiştirecekler. Kim şeytanı Allah’ın berisinde bir destekçi edinirse apaçık bir şekilde kaybetmiştir.  

4.120.Onlara vadeder de onları temennilere sürükler. Şeytan onlara aldatıcılıktan ötesini vadedemez.

4.121.Onların varacakları yer cehennemdir. Oradan bir çıkış bulamazlar.

4.122.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanları kendisinde sürekli devamlı olacakları içerisinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Bu gerçekten Allah’ın vaadidir.  Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?

4.123.Sizin temennilerinizle de olmaz kitap ehlinin temennileriyle de olmaz. Kötülük eden kötülüğünün cezasını bulur. Kendisi için Allah’ın berisinde bir destekçi bir yardımcı bulamaz!

4.124.Kadın ya da erkek, inanır bir kimse olarak kim uygun davranışlarda bulunursa işte onlar cennete girecektir. Zerre miktarı haksızlığa uğratılmayacaklardır.

4.125.Gereğince davranarak yönünü Allah için esenlik duruşu üzere kılandan daha gereğince bir din üzere olan kimdir? Zira böylesi gereğince davranan ve gerçeklik üzere yönelimde olarak İbrahim’in yoluna uyan kimsedir. Doğrusu Allah İbrahim’i dost edinmişti. 

4.126.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah her şeyi kuşatmıştır.

4.127.Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor. Kendileri için yasalaştırılmış olanı vermediğiniz ve kendileriyle nikâhlanmaya rağbet gösterdiğiniz kadınların yetimleri konusunda ve ezilmiş durumdaki çocuklar konusunda “yetimler için hakkaniyeti gözetmeniz mesajda size sunum yapılıyor. İyilik olarak ne yaparsanız elbet Allah onu hakkıyla bilendir.

4.128.Bir kadın kocasından yana bir geçimsizlik ya da umursamazlık endişesi yaşarsa anlaşıp aralarını düzeltirlerse ikisini de bir sakınca olmaz. Anlaşıp barışmak iyidir. Zira kişilerde bencillik olasıdır. Gereğince davranır ve uygun iradeli olursanız elbet Allah yaptıklarınızdan haberlidir.

4.129.Ne kadar çabalasanız da kadınlar arasında adaleti sağlamaya güç yetiremezsiniz. O halde tamamen bir tarafa meyledip de bir kadını askıdaymış gibi yalnızlığa itmeyin. Eğer uzlaşıp anlaşırsanız ve uygun iradeli olursanız elbet Allah mağfiret edicidir, iyilikle muamele edicidir.

4.130.Eğer ayrılmak durumunda kalırlarsa bu durumda da Allah her birini geniş rahmetiyle muhtaç duruma düşürmeyecektir. Allah rahmeti geniş olandır, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.131.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Sizden önce mesaja muhatap olunanlara da özel olarak size de Allah’a yönelik uygun iradeli olun diye tavsiyede bulunmuşuzdur! Eğer dikkate almazsanız elbet göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah kimseye muhtaç olmayandır, değerlendirmeyi uhdesinde tutandır.

4.132.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter.

4.133.Eğer gerek görürse sizi giderir de başkalarını getirir ey insanlar! Allah buna kadirdir.

4.134.Kim dünya nimetini irade ederse elbet dünya nimeti de ahiret nimeti de Allah’ın katındadır. Allah işitendir, görendir.

4.135.Ey İnananlar! Kendiniz, anne babanız ve yakınlarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik ederek hakkaniyeti gözeten kimseler olun. Taraflar zengin de olsa fakir de olsa Allah onlara daha önceliklidir. Adaletli olmanız konusunda eğilime uymayınız. Net olmazsanız ya da geri durursanız elbet Allah yaptıklarınızdan haberlidir!

4.136.Ey İnananlar! Allah’a, resulüne, resulüne indirdiği mesaja, önceden indirdiği mesaja inanın. Kim Allah’ı, meleklerini, mesajlarını, resullerini, ahiret gününü dikkate almaz olursa imkânsız bir karanlığa düşmüş olur.

4.137.Doğrusu inanır olan hem dikkate almaz olan hem inanır olan hem dikkate almaz olan hem dikkate almazlıkta katmerleşenler var ya Allah onları bağışlamayacaktır, onları bir yolda aydın etmeyecektir. 

4.138.İkiyüzlülere kendileri için acıklı bir azap olacağını müjdele.

4.139.Onlar ki inanır olanların berisinde dikkate almaz olan zıtlaşanları destekçi ediniyorlar. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Doğrusu izzet tamamıyla Allah’a aittir. 

4.140.“Allah’ın delillerinin dikkate alınmadığını ve delillerle alay edildiğini işittiğiniz zaman başka bir söyleme dalmalarına kadar bunu yapanlarla oturmayın. Aksi takdirde siz de onlar gibi olursunuz!” diye mesajda size indirmişizdir. Elbet Allah ikiyüzlülerin ve dikkate almaz olan zıtlaşanların tamamını cehennemde toplayacaktır.

4.141.İkiyüzlüler başınıza gelecekleri gözlerler. Eğer Allah’tan size bir başarı nasip olursa “Biz de sizinle değil miydik?” derler. Eğer dikkate almaz olan zıtlaşanların bir nasipleri olursa “Size baskın çıkmadık mı, sizi inanır olanlardan korumadık mı?” derler. Huzura çıkış gününde aranızda Allah hüküm verecektir. Allah dikkate almaz olan zıtlaşanlara inanır olanlar aleyhinde asla yol verecek değildir.

4.142.İkiyüzlüler Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Oysa Allah onların aldanışlarına yol veriyor. Yönelime gitmeye kalktıkları zaman tembelce dikilirler, insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı çok az hatırlarlar.

4.143.Öylece bir aralıkta salınıp dururlar. Ötekilerin tarafına da berikilerin tarafına da karar kılamazlar. Allah kimi karanlıkta bırakırsa onun için bir yol bulamazsın.

4.144.Ey İnananlar! Dikkate almaz olan zıtlaşanları inanır olanların berisinde destekçiler edinmeyin. Aleyhinizde Allah için apaçık bir yetki kılmayı mı irade ediyorsunuz?

4.145.İkiyüzlüler cehennemin en alt çukurunda olacaklardır. Onlar için asla bir yardımcı bulamazsın.

4.146.Ancak tevbe eden, düzeltici davranan, Allah’a tutunan ve dinlerini Allah’a has kılanlar inanır olanlarla beraberdirler. Allah inanır olanlara büyük bir ecir verecektir.

4.147.Şükreder ve inanırsanız Allah size ne diye azap etsin? Allah hoş görüp hoşnut edendir, hakkıyla bilendir. 

4.148.Allah, kötü olanın dile getirilmesini hoş görmez. Ancak haksızlığa uğramış olanın durumu farklıdır.  Allah işitendir, bilendir.

4.149.Bir iyiliği açığa vurursanız yahut gizlerseniz ya da bir kötülüğü affederseniz elbet Allah affedicidir, gereğini takdir edicidir. 

4.150.Allah ve resulünü dikkate almaz olanlar, Allah ve resullerinin arasını ayırmayı irade edenler, bazısına inanırız bazısını dikkate almayız diyenler ve arada bir yol tutmayı irade edenler var ya!

4.151.İşte onlar tam anlamıyla dikkate almaz olan zıtlaşanlardır. Dikkate almaz olan zıtlaşanlar için aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.

4.152.Allah’a ve resullerine inananların, resullerinden hiçbirini diğerlerinden ayırmayanların ecirlerini Allah yakında kendilerine verecektir. Allah mağfiret edicidir, iyilikle muamele edicidir.

4.153.Kitap ehli olanlar onlara gökten bir mesaj indirmeni senden istiyorlar. Daha da büyüğünü Musa’dan istemişler ve “Allah’ı bize açıkça göster!” demişlerdi. Haksız tavırları yüzünden yıldırım onları alıvermişti. Hem kendilerine ulaşan apaçık kanıtların ardından buzağıyı edinmişlerdi. Bunu bile affetmiştik. Musa’ya apaçık bir yetki vermiştik.  

4.154.Sözlerini almak üzere dağı tepelerine kaldırmıştık ve onlara “kapıdan saygıyla girin!” demiştik, onlara cumartesi günü sınırı aşmayın demiştik. Onlardan ağır bir söz almıştık.

4.155.Sözlerini boşa çıkarmaları, Allah’ın delillerini dikkate almaz olmaları, hakka uymayıp nebileri öldürmeleri, kalplerimiz kılıflıdır demeleri üzere davranış sergilediler. Bilakis Allah dikkate almazlıkları sebebiyle kalplerini mühürledi, çok az inanırlar!

4.156.Dikkate almazlıkları ve Meryem’e büyük bir iftira olan söylemleri üzere davranış sergilediler.

4.157.“Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük!” söylemleri üzere davranış sergilediler. Oysa onu öldürmüş de değiller çarmıha germiş de değiller, lakin onlara öyle benzetildi. İsa konusunda anlaşmazlığa düşenler onunla ilgili şüpheye saplanmışlardır. Onun hakkında zanna uymaktan öte bir bilgileri yoktur. Onu net bilgi üzere öldürmüş değillerdir. 

4.158.Bilakis Allah onu kendine yükseltmiştir. Allah her şeye güç yetirendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.159.Kitap ehlinden olan herkes mutlaka ölümünden önce ona inanacaktır. Huzura çıkış gününde İsa onların durumuna tanık olacaktır. 

4.160.Haksız tavırları ve birçoklarını Allah’ın yolundan alıkoymaları sebebiyle Yahudi olanları kendileri için helal kılınmış nice iyi temiz faydalı şeylerden mahrum kılmışızdır.

4.161.Kendisinden menedilmiş oldukları zaafı istismara dayalı getiriyi almaları ve insanların mallarını haksız dayanaklarla yemeleri sebebiyle kendilerini mahrum kılmışızdır. Onlardan dikkate almaz olan zıtlaşanlara acıklı bir azap hazırlamışızdır.

4.162.Lakin onlardan ilimde tutarlı duruşu olanlar ve inanır olanlar sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar, yönelimi gereğince ifa ederler, uygunluğu sağlarlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İşte onlara büyük bir ecir vereceğiz.

4.163.Tıpkı Nuh’a ve sonrasındaki nebilere vahiy buyurduğumuz üzere sana da vahiy buyurduk. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a ve torunlarına, İsa’ya, Eyüp’e, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahiy buyurduk. Davud’a Zebur’u verdik. 

4.164.Nice resulleri daha önce sana anlattık nice resulleri sana anlatmış değiliz. Allah Musa’ya sözlü olarak konuştu.

4.165.Bunca resulü müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki resullerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah her şeye güç yetirendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.166.Lakin Allah sana indirdiği ile bizzat tanıklık eder ki onu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de buna tanıktırlar. Esasen tanık olarak Allah yeter.

4.167.Dikkate almaz olan ve Allah’ın yolundan alıkoyan kimseler imkânsız bir karanlığa düşmüşlerdir.

4.168.Dikkate almaz olan ve hak tanımaz olan kimseleri Allah bağışlayacak değildir ve onları bir yolda aydın edecek değildir.

4.169.Onların yolu ancak içinde sürekli devamlı olacakları cehennemdir. Allah için bu kolaydır.

4.170.Ey İnsanlar! Resul size Rabbinizden olan gerçeği sunmak üzere gelmiş bulunuyor. Artık kendi iyiliğiniz için inanınız. Eğer dikkate almaz zıtlaşırsanız elbet göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır! Allah bilendir, gerçeğin hükmünü ortaya koyandır.

4.171.Ey Kitap ehli! Allah hakkında gerçeğin dışında söylemlerde bulunarak dininizde haddi aşmayın. Meryem oğlu İsa Mesih ancak Allah’ın resulüdür, Meryem’e ilettiği sözüdür ve Allah’tan bir ruhtur.  Allah’a ve resulüne inanın. “Üçtür” söyleminde bulunmayın. Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah ancak bir tek ilahtır. O’nun şanı yücedir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Vekil olarak Allah yeter. 

4.172.Ne Mesih Allah’a kul olmaktan geri durabilir ne de yakın kılınmış durumdaki melekler. Kendisine kulluktan geri duranların ve büyüklük taslayanların hepsini Allah huzurunda toplayacaktır!

4.173.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanlara ecirlerini Allah tam olarak verecek ve onlar üzerindeki lütfunu ziyadeleştirecektir. Kulluktan geri duran ve büyüklük taslayanlara acıklı bir şekilde azap edecektir. Kendileri için Allah’ın berisinde ne bir destekçi ne de bir yardımcı bulabilirler. 

4.174.Ey İnsanlar! Size Rabbinizden gerçeğin net bir kanıtı ulaşmış bulunuyor. Size net bir ışık indirmiş bulunuyoruz. 

4.175.Allah’a inanan ve O’na tutunanları kendinden bir rahmete, bir lütfa dâhil edecektir ve onları kendisine yönelik dosdoğru bir yolda aydın edecektir.  

4.176.Senden fetva istiyorlar. De ki: Evladı bulunmayan konusunda size fetvayı Allah veriyor. Bir kişi ölür de evladı bulunmazsa bir kız kardeşi varsa bıraktığının yarısı kız kardeşinindir. Kendisi de evladı bulunmayan kız kardeşine mirasçı olur. Eğer iki kız kardeşi olursa bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler Erkekli kızlı kardeş olursalar erkek için iki kız payı kadar vardır. Allah karanlığa düşersiniz diye size açıkça ifade ediyor. Allah her şeyi bilendir.

4 yorum:

  1. Kur'an'dan delil getirmekse zor değil.Kur'an'dan delil getirmekse emin olun her fikre her görüşe her düşünceye ya da iddiaya Kur'an'dan delil getirilebilir.
    Hatta Kurana dilediğimizi söyletiyoruz.
    Kuranı sadece allah tefsir eder.
    DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI SANANLAR.
    KUR'AN'A NEDEN TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
    DEĞERİN KAYNAĞI ARTIK EMEK DEĞİL,BİLGİDİR.
    Doğru Bildiğimiz Yanlışlar. Tüm bildiklerinizi unutun!
    Eski dünyanın çöküşü,yeni bir dünyanın habercisidir.
    HELAK GELİYORUM DİYOR. GELMİŞ ! KAPIDA...
    ALLAH'IN SİSTEMİ GÖKYÜZÜNDEN ZEMBİL İLE İNMEYECEK.
    Sen gereğini yapmazsan ilahi adalet sana bela gönderir
    Yeni zamanları kim inşa ederse gelecek de onun olacaktır
    Ya değiştirirsiniz, ya da değiştirilirsiniz.
    İşte sizi çözüme götürecek FİKİR.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1737578636693530&id=100013242319421

    YanıtlaSil
  2. Kuran’ın inişinden sonraki İslam toplumları da belki yazılı ve ezberlenen Kuran’ın Orijinal metnini bozamamışlar,ama, söylem ve anlamlarını yaşamlarında çarpıtarak bozmuşlardır.
    Ruh eşyadaki özelliklerdir.
    EŞYA;ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.İNSANLIĞIN PROBLEMİ ÇÖZÜLÜR.
    https://t.co/5V5oiSn7JG

    YanıtlaSil
  3. Nisa 24 "Ma meleket eyman" cariye mi-KUR’AN KÖLE VE CARİYELİĞİ KALDIRMIŞTIR. AKSİ BEYANLAR KUR’ANA İFTİRADIR…
    Hatta Kurana dilediğimizi söyletiyoruz...Olmaması için.
    O zaman duygularını kontrol altına almış alim,öncü kişilerden bir gurup dalında uzmanlaşmış kişileri bir araya getirip bu insanlığın problemine çözüm getirmek gerekir.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid0YT983D3RteHnetf3XWMArRRrFmQFyoFkXewhh74Xgr9cRn1Hh4TrYqrL15FzK1e4l&id=100013242319421

    YanıtlaSil
  4. UYANIŞ-2.Bölüm-Kur'an'da efsane,mitoloji yoktur !
    Ittehazellahu Veleden Nedir? İslamın ve Müslümanların Tarihi, Müktesebatın Yöntemsizlikleri.
    Biz,düşünüp öğüt alsınlar diye...her türlüsünden örnek verdik.
    Allah,azabı aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1867859606998765&id=100013242319421

    YanıtlaSil