BismillahirRahmanirRahim
11.1.Elif-Lâm-Râ. Bir mesaj ki delilleri en doğru
hükümler olarak ortaya konmuş hem gerçeğin hükmünü ortaya koyan ve her şeyden
haberli olan Allah tarafından ayrıntısıyla sunulmuştur.
11.2.Allah’tan başkasına kul olmayasınız diye! Ben
elbet sizin için ondan yana bir uyarıcıyım bir müjdeciyim.
11.3.Rabbinizden bağışlanma dileyesiniz hem O’na tevbe
edesiniz ve adı konmuş bir sürece kadar size güzel bir istifadelenme sunsun,
her değer sahibinin değerini takdir etsin diyedir. Yüz çevirirseniz elbet sizin
hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım.
11.4.Dönüşünüz Allah’adır. O, her şey üzere takdiri
olandır.
11.5.Biliniz ki göğüslerinde olanı O’ndan gizlemek
için kıvırıyorlar. Biliniz ki örtülerine büründüklerinde gizlediklerini de
açığa vurduklarını da Allah biliyor. O, göğüslerin özünü bilendir.
11.6.Yeryüzünde kımıldanan her ne varsa hepsinin rızkı
Allah’a aittir. Onların gelişim süreçlerini de veda süreçlerini de bilir. Her
şey apaçık bir yasa dâhilindedir.
11.7.Hükümranlığı suya yönelikken hanginizin tam gereğince
amel edeceğini sınamak üzere gökleri ve yeri altı süreçte yaratan O’dur.
“Ölümden sonra elbet dirileceksiniz” desen dikkate almaz olan zıtlaşanlar “Bu, apaçık
bir efsunlamadan öte bir şey değil!” diye mutlaka söyleneceklerdir.
11.8.Onlardan azabı birkaç nesile kadar ertelesek
“O’nu tutan ne ki!” diye mutlaka söyleneceklerdir. Biliniz ki azabın geleceği
gün onlar muaf tutulacak değillerdir ve alay edip durdukları şey kendilerini de
kuşatmış olacaktır!
11.9.İnsana katımızdan bir rahmet tattırsak hem onu elinden
alsak mutlaka nankörce bir ümitsizliğe düşer.
11.10.Yaşadığı sıkıntının ardından kendisini iyi bir
duruma getirsek diyeceği şey “kötülükler yakamı bıraktı” olur. Öyle ya artık
sevinçlidir gururludur!
11.11.Sabır gösterenler ve uygun davranışlarda
bulunanlar bunu yapmaz. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır.
11.12.“Ona bir hazine indirilseydi yahut beraberinde
bir melek gelseydi ya!” demeleri yüzünden olur ki göğsün daralır da sana
vahyolunanlardan bazılarını anlatmayı bırakırsın! Unutma sen ancak bir
uyarıcısın! Her şey üzerinde yetkili olan sadece Allah’tır.
11.13.Yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: Eğer
doğruysanız Allah’ın berisinde güç yetirebildiğiniz herkesi çağırın da bu
mesajın benzeri uydurma on sure getirin!
11.14.Eğer size cevap vermezlerse Kur’an’ın ancak
Allah’ın ilminin eseri olarak indirildiğini ve O’ndan başka ilah olmadığını
anlayınız. Artık esenlik duruşu üzere olanlar olacak mısınız?
11.15.Kim dünya hayatını ve onun güzelliklerini irade
eder olursa yaptıklarının gereğini burada kendilerine tam öderiz, burada bir
ihmale uğratılmazlar.
11.16.Onların ahirette ateşten başka bir nasipleri
yoktur. Ürettikleri onca şeyler orada boşa çıkmış olacaktır. Yapıp ettikleri
boşa gidecektir.
11.17.Rabbinden olan apaçık bir kanıt üzere yol alanın
durumu öyle midir? O’ndan bir tanık olarak onu sunum yapmaktadır. Ondan önce de
Musa’nın mesajı rehber ve rahmetti. Onlar ona inanırlar. Taraflardan kim ki onu
dikkate almaz zıtlaşırsa ona vadolunan ateştir! Artık onunla ilgili hiçbir
tereddüde kapılma. Elbet gerçek, Rabbinden olandır ama insanların çoğu
inanmazlar.
11.18.Allah hakkında gerçek dışı bir söylem uydurandan
daha hak tanımaz kimdir? Onlar Rablerine arz olunurlar da tanıklar “Allah
hakkında yalan konuşanlar işte bunlardır” derler. Biliniz ki Allah’ın laneti
hak tanımazlara olacaktır.
11.19.Allah’ın yolundan alıkoyan ve O’nun mesajında bir
bulanıklık arayanlar var ya! İşte onlar ahireti dikkate almaz olan zıtlaşanlardır.
11.20.Onlar yeryüzünde aciz koyabilecek değillerdir. Onlar
için Allah’ın berisinde destekçiler yoktur. Onlara azap kat kat olacaktır. Duymaya
tahammül edemediler, basiret gösteremediler.
11.21.Onlar kendilerine yazık etmiş olacaklardır.
Uydura geldikleri şeyler gerçek dışı çıkacaktır.
11.22.Kaçarı yok, ahirette tam anlamıyla kaybetmiş
duruma düşeceklerdir.
11.23.İnanan, uygun davranışlarda bulunan ve Rablerine
bağlılık gösterenler cennetin yoldaşıdırlar. Onlar onda devamlıdırlar.
11.24.Bu iki kesimin örneği kör ve sağırla gören ve
duyanda olduğu gibidir. İki tarafın da örneği aynı olabilir mi? Düşünüp anlamaz
mısınız?
11.25.Nuh’u kavmine resul göndermiştik. Şöyle demişti:
Doğrusu ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.
11.26.Allah’tan başkasına kul olmayasınız diye.
Doğrusu sizin hakkınızda acıklı bir günün azabından korkuyorum!
11.27.Kavminin dikkate almaz olan zıtlaşan öncüleri
şöyle dediler: Senin de sadece bizim gibi bir beşer olduğunu görüyoruz. Dar
görüşlü sıradan olanlarından başkalarının sana uyduğunu görmüyoruz. Bize karşı
bir üstünlüğünü görmüyoruz. Bilakis sizin yalancı olduğunuzu sanıyoruz.
11.28.Dedi ki: Kavmim! Ne dersiniz, eğer ben Rabbimden
gelmiş apaçık bir kanıt üzere isem ve Rabbim bana katından bir rahmet lütfetmiş
de sizin ondan bir haberiniz yoksa gönülsüz olduğunuz halde sizi ona biz mi
zorlayacağız?
11.29.Kavmim! Bu iyiliğe karşılık sizden bir mal
talebim yoktur. Benim ücretim ancak Allah’a aittir. İnanmış olanları kovacak
değilim. Onlar Rableriyle yüzleşeceklerdir. Lakin sizin çok görgüsüz
davrandığınızı görüyorum.
11.30.Kavmim! Eğer onları kovarsam Allah’tan gelecek
olana karşı bana kim yardım edebilir? Düşünüp anlamaz mısınız?
11.31.Size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır
demiyorum. Ben bildiri olunan gözlemlenebilir ötesi gerçeği bilmem. Ben bir
meleğim demiyorum. Sizin küçümsediklerinize Allah bir iyilik nasip etmeyecektir
diyemem. Onların durumlarını en iyi Allah bilir. Aksi takdirde ben de hak
tanımazlardan olurum.
11.32.Dediler ki: Nuh! Bizimle mücadeleye giriştin,
bizimle çok tartışır oldun! Hadi eğer doğruysan artık uyardığın belayı
başımıza getir!
11.33.Dedi ki: Eğer gerek görürse onu size Allah
getirecektir. Siz aciz koyabilecek değilsiniz!
11.34.Doğrusu size nasihat etme iradesinde olsam da belli
ki Allah sizi yoldan çıkarmayı irade eder olmuşsa benim nasihatim size fayda
sağlayacak değil. Rabbiniz O’dur, O’na döndürüleceksiniz!
11.35.Yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: Eğer ben
onu uydurmuşsam suçum benim sorumluluğumdadır. Ben sizin işlediğiniz suçlardan
beriyim.
11.36.Nuh’a vahyolundu ki inanmış bulunanlar dışında
kavminden kimse asla inanacak durumda değil. Artık onların yapıp ettiklerine
üzülme!
11.37.Bizim gözetimimiz ve vahyimiz gereğince gemiyi
imal et. Hak tanımazlar konusunda benden bir dilekte bulunma. Onlar suya
gömüleceklerdir!
11.38.Gemiyi yapıyordu. Kavminin öncüleri yanına her
uğradıklarında onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: Eğer bizimle alay etmeye devam
ederseniz vakti geldiğinde bizde bu yaptığınız gibi sizinle alay ederiz!
11.39.Aşağılayıcı azabın kimin üzerine çökeceğini,
kalıcı azabın kimin başına geleceğini yakında anlayacaksınız!
11.40.Emrimiz ulaşıp suları ısındığında dedik ki: Her
türden birer çifti, aleyhinde söz geçmiş olan hariç ehlini ve inananları gemiye
al. Zaten onunla birlikte inanan birkaç kişiydi.
11.41.Dedi ki: Binin ona. Onun akışı ve duruşu
Allah’ın adıyla olacaktır. Doğrusu Rabbim bağışlayıcıdır, iyilikle muamele
edicidir.
11.42.Gemi bir dalganın içinde sürüklenirken adeta
dağlar gibiydi. Nuh bir kenara çekilmiş bulunan oğluna seslendi: Oğlum! Sen de
bizimle bin, dikkate almaz olan zıtlaşanlarla beraber olma!
11.43.Dedi ki: Beni sudan koruyacak bir dağa
sığınacağım. Buyurdu ki: Bugün Allah’ın emri karşısında koruyucu kimse olamaz.
Sadece O’nun merhamet ettiği kurtulabilecektir. Derken aralarına dalga
giriverdi ve suya gömülenlerden oldu.
11.44.Sonunda “Yeryüzü suyunu yut, gökyüzü yağmurunu
tut!” buyruğu geldi. Sular çekildi, iş bitirildi, gemi Cudi’ye oturdu. “Hak
tanımaz olanlar uzak olsun!” denildi.
11.45.Nuh, Rabbine seslendi. Şöyle dedi: Rabbim! Oğlum
benim ehlimdendir ve senin vaadin gerçektir. Sen hüküm icra edenlerin en iyi
hüküm verenisin!
11.46.Rab buyurdu ki: Nuh! O senin ehlinden değildir.
Bu seslenişin uygun bir davranış olmamıştır. Hakkında bilgin olmayan bir
şeyi benden isteme! Seni cahillerden olmaktan menederim!
11.47.Dedi ki: Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir
şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen
kaybedenlerden olurum.
11.48.Şöyle buyuruldu: Nuh! Artık in. Bizden sana
selam olsun. Sana da beraberindeki nesillere de bereketler doğsun. Daha böyle
nice nesilleri nasiplendireceğiz, hem bizden onlara acıklı bir azap da dokunacaktır.
11.49.Bunlar sana vahiy buyurduğumuz bildiri olunan
gözlemlenebilir ötesi gerçeğin haberlerindendir. Daha önce bu haberleri ne sen
ne de kavmin biliyordunuz. Sabırlı ol. Netice uygun iradeli olanlarındır.
11.50.Âd’ kavmine de kardeşleri Hud’u gönderdik. Şöyle
dedi: Kavmim! Allah’a kul olunuz! Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Bu
yaptığınız yalan uydurmaktan başka bir şey değildir.
11.51.Kavmim! Sizden bu tebliğime karşılık bir ücret
istemiyorum. Benim ücretim beni yaratan Allah’a aittir. Akıl etmez misiniz?
11.52.Kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin. Hem O’na
tevbe edin ki gökten size bol bol rahmet yağdırsın ve kuvvetinize kuvvet
katsın. Suçta ısrarcılar olup da yüz çevirmeyin.
11.53.Dediler ki: Hûd! Bize apaçık bir kanıt getirmiş
olmadın. Biz senin sözüne bakarak ilahlarımızı bırakacak ve sana inanır olacak değiliz.
11.54.Ancak şunu söyleyebiliriz: Seni ilahlarımızdan
biri fena çarpmış! Dedi ki: Allah’ı tanık tutuyorum ki ve buna siz de tanık
olun ki ben kesinlikle sizin iştirakçi edindiklerinizden beriyim.
11.55.Onun berisinde uydurduğunuz iştirakçilerle benim
işim olmaz. Topunuz bir araya gelin de bana karşı planınızı devreye sokun hem bana
süre tanımayın.
11.56.Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’ı vekil
edinmişim. Hiçbir kımıldanan O’nun kontrolünü aşabilecek durumda değildir.
Elbet Rabbim en doğru yol üzere hükmedecektir.
11.57.Eğer yüz çeviriyorsanız bilmelisiniz ki size
gönderiliş gayemi tebliğ etmiş bulunuyorum. Rabbim sizden başkalarını pekâlâ
halefleriniz kılabilir. O’na hiçbir şekilde zarar verebilecek değilsiniz.
Doğrusu her şey Rabbimin kontrolü altındadır.
11.58.Emrimiz ulaştığında Hud ve beraberindeki
inananları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Onları ağır bir azaptan
kurtardık.
11.59.İşte Âd kavminin durumu budur! Rablerinin
delilleriyle zıtlaştılar ve resullerine isyan ettiler. Her inatçı zorbanın da
emrine uydular.
11.60.Dünyada da huzura çıkış gününde de lanete
uğratılmış oldular. Biliniz ki Âd toplumu Rablerini dikkate almayıp zıtlaştılar.
Biliniz ki Hud kavmi Âd için netice rahmetten uzak düşmek olmuştur.
11.61.Semud toplumuna da kardeşleri Salih’i gönderdik.
Şöyle dedi: Kavmim! Allah’a kul olunuz! Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. O
sizi yerden inşa eyledi ve oraya iskân eyledi. Artık O’ndan bağışlanma dileyin hem
O’na tevbe edin. Elbet Rabbim yakındır, icabet edicidir.
11.62.Dediler ki: Salih! Bundan önce aramızda ümit
bağlanan biriydin. Atalarımızın kulluk ettiklerine kul olmaktan bizi men mi
ediyorsun? Yaptığın davet konusunda biz tereddüt içerisinde bir şüphedeyiz.
11.63.Dedi ki: Kavmim! Ne dersiniz, eğer ben Rabbimden
gelen apaçık bir kanıt üzere isem, bana katından bir rahmet lütfetmişse ve ben
O’na asi olursam Allah’tan gelecek olana karşı bana kim yardım edebilir? O
takdirde ziyanımı artırmaktan başka bir işe yaramazsınız.
11.64.Kavmim! Bu, size bir delil olarak Allah’ın
devesidir. Onu bırakın Allah’ın arzında beslensin. Ona sakın kötülükle
dokunmayın, yoksa yakın bir azap ensenize yapışır.
11.65.Onu hunharca katlettiler. Dedi ki: Üç gün daha
yurtlarınızda İstifadelenin bakalım! Bu, yalanlanabilecek bir vaad değildir!
11.66.Ne zaman ki emrimiz ulaştı Salih’i ve
beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. O günün
rezilliğinden onları kurtardık. Doğrusu Rabbin mutlak gücün sahibidir, her şeye
güç yetirendir.
11.67.Hak tanımazları korkunç çığlık yakaladı ve
yurtlarında yüzükoyun kaldılar.
11.68.Sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. Biliniz
ki Semûd toplumu Rablerini dikkate almayıp zıtlaştılar. Biliniz ki Semûd için
netice rahmetten uzak düşmek olmuştur.
11.69.Elçilerimiz İbrahim’e müjde ile
gelmişlerdi. “Selam” dediler “selam” diyerek karşılık verdi ve kızarmış bir
buzağı getirmekte gecikmedi.
11.70.Ellerinin yemeğe uzanmadığını görünce
durumlarını yadırgadı ve içine bir korku düştü. Şöyle dediler: Korkma! Biz Lut
kavmine yönelik olarak gönderildik.
11.71.Hanımı ayaktaydı, güldü. Kendisini İshak ile
müjdeledik. İshak’ın ardından da Yakup ile müjdeledik.
11.72.Şöyle dedi: Vay başıma gelen, şimdi ben doğum mu
yapacağım? Oysa ben yaşlı bir kadınım bu eşim de ihtiyar. Doğrusu bu şaşılacak
bir şey!
11.73.Dediler ki: Allah’ın işine mi şaşıyorsun?
Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun ey hane halkı! O,
değerlendirmeyi uhdesinde tutandır, Yücelik kendisine aittir.
11.74.Ne zaman ki İbrahim’in korkusu geçti ve müjdeyle
yüzleşti bu sefer Lut kavmi hakkında bizimle tartışmaya başladı.
11.75.Esasen İbrahim muamelesi makul, içten ve sağlam
duruşu olan biriydi.
11.76.Ey İbrahim, bu tavrından vaz geç! Artık Rabbinin
emri gelmiş bulunuyor! Reddedilemez azap onlara mutlaka ulaşacak!
11.77.Ne zaman ki elçilerimiz Lut’a vardılar onlar
için sıkıntıya düştü, içi daraldı ve “bu zorlu bir gün olacak” dedi.
11.78.Kavmi çabucak yanına geldiler. Önceden beri bu
kötülükleri yapıyorlardı. Şöyle dedi: Kavmim! Bunlar benim
kızlarım. Onlar sizin için daha nezihtirler. Allah’a yönelik olarak uygun
iradeli olun, beni misafirlerimin yanında rezil etmeyin. Aranızda olgun
davranışlı bir adam yok mudur?
11.79.Dediler ki: Bilirsin ki bizim için senin
kızlarında bir münasiplik yoktur. Bizim neyi irade ettiğimizi elbet bilirsin!
11.80.Dedi ki: Keşke size yetecek kadar gücüm olsaydı
ya da arkamda sağlam bir destek bulabilseydim.
11.81.Elçilerimiz şöyle dediler: Ey Lût! Biz Rabbinin
elçileriyiz! Onlar sana asla dokunamayacaklardır. Gecenin bir vakti ehlini buradan
götür. Hiçbiriniz ardına dönüp bakmasın! Ama hanımının durumu başka! Onların
başına ne gelirse onun da başına gelecek! Onlara vaad olunan şey sabahleyin
gerçekleşecektir. Zaten sabah çok yakın değil mi?
11.82.Emrimiz ulaştığında oranın altını üstüne
çevirdik. Üzerlerine yığınlarca pişkin taşlar yağdırdık.
11.83.Rabbinin katından takdir edilmiş yığınlarca
taşları tepelerine indirdik. Onlar hak tanımazlardan uzak düşecek taşlar
değillerdi.
11.84.Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı gönderdik.
Dedi ki: Kavmim! Allah’a kul olunuz! Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü
tartıyı eksik tutmayın! Sizi bir rahmete gömülmüş görüyorum. Doğrusu sizin için
kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
11.85.Kavmim! Ölçüyü tartıyı hakkaniyetle tam yapınız.
İnsanların mallarını ihmal etmeyiniz. Yeryüzünde bozguncular olup da ortalığı
karıştırmayınız.
11.86.Eğer inanır kimselerseniz Allah’ın sizin için
ayırdığı daha iyidir. Ben sizin bekçiniz değilim.
11.87.Şöyle dediler: Şuayb! Atalarımızın kulluk
ettiklerini bırakmamızı ya da mallarımız üzerinde gerek gördüğümüzce tasarrufta
bulunamayacak olmamızı sana yönelimin mi emrediyor? Oysa sen muamelesi makul ve
davranışı olgunca biriydin!
11.88.Dedi ki: Kavmim! Ne dersiniz, eğer ben Rabbimden
gelen apaçık bir kanıt üzere isem ve Rabbim beni katından güzel bir rızıkla
rızıklandırmışsa bu olamaz mı? Sizi sakındırdığım tutumlarınız konusunda size
muhalefet etmeyi irade ediyor değilim. Gücüm yettiği kadarıyla düzeltici olmayı
irade ediyorum. Benim muvaffak olmam ancak Allah’ın izniyledir. Ben O’nu vekil
edinmişim ve O’na dönük olarak sağlam duruş sergiliyorum.
11.89.Kavmim! Benimle ayrılığa girmeniz sakın sizi Nuh
kavminin, Hud kavminin ya da Salih kavminin başına gelenlerin bir benzerini
yaşamaya itmesin. Lut kavminin yaşadıkları sizden çok uzak sayılmaz.
11.90.Rabbinizden bağışlanma dileyin hem O’na tevbe
edin. Elbet Rabbim iyilikle muamele edicidir, iyiliği önceleyicidir.
11.91.Şöyle dediler: Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu
anlamıyoruz bile! Gördüğümüz kadarıyla aramızda zayıf bir konumdasın. Eğer
yakın çevren olmasaydı seni taşa tutardık. Bize göre asil bir durumun da yok.
11.92.Dedi ki: Kavmim! Yakın çevrem size karşı
Allah’tan daha mı muktedir görünüyor? Rabbimi göz ardı edebileceğiniz bir güç
mü sandınız? Doğrusu Rabbim yapıp ettiklerinizi çepeçevre kuşatmıştır.
11.93.Kavmim! Konumunuza uygun davranın! Ben konumumun
gereğini yapıyorum! Yakında azabın kime gelip kimi rezil edeceğini ve kimin
yalancı olduğunu anlarsınız! Bekleyin bakalım ben de sizinle beraber
bekleyeceğim!
11.94.Emrimiz ulaştığında Şuayb ve beraberindeki
inananları tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık. Hak tanımazları korkunç
çığlık yakaladı ve yurtlarında yüzükoyun kaldılar.
11.95.Sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. Biliniz
ki Medyen halkı için netice tıpkı Semud toplumuna olduğu gibi rahmetten uzak
düşmek oldu.
11.96.Musa’yı da delillerimizle ve apaçık bir yetkiyle
gönderdik.
11.97.Firavun ve öncü ekibine! Firavunun emrine
uydular. Oysa Firavunun emri olgunca değildi.
11.98.Huzura çıkış günü kavminin önüne geçer ve onları
ateşe sürükler. Ne kötü takipçilik ve ne kötü sürükleniş!
11.99.Burada da huzura çıkış gününde de bir lanetin
peşinde bulunmuş olurlar. Ne kötü destek ve ne kötü destekleniş!
11.100.Bunlar seni haberdar ettiğimiz nice memleketin
ahvalidir. Kiminin kalıntıları mevcuttur kimisi tamamen yok olup gitmiştir.
11.101.Biz onlara zulmetmedik lakin onlar kendilerine
zulmettiler. Allah’ın berisinde çağırdıkları ilahları Rabbinin emri ulaştığı an
onlara bir fayda sağlamadı. Kahrolmalarının ötesinde bir şeylerini artırmış
olmadılar.
11.102.Rabbinin yakalaması böylecene olur. Memleket
halklarını yakaladığında onlar hak tanımaz durumdaydılar. O’nun yakalaması
acıklı ve şiddetli olur.
11.103.Elbet ahiretin azabından korkanlar için bunda
bir delil vardır. O gün insanların bir araya toplanacağı gündür. O gün mutlaka
tanık olunacak bir gündür.
11.104.Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.
11.105.O gün geldiğinde O’nun izniyle olmaksızın kimse
konuşamaz! Kimileri sıkıntılı olur kimileri mutludur!
11.106.Sıkıntılı olanlar ateşte olurlar. Orada bir ah
çekişleri bir hıçkırışları olur ki anlatılamaz.
11.107.Gökler ve yer durduğu müddetçe orada devamlıdırlar.
İllaki Rabbinin gerek görmesi başka. Elbet Rabbin irade ettiği şeyi yapıcıdır.
11.108.Mutlu olanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer
durduğu müddetçe orada devamlıdırlar. İllaki rabbinin gerek görmesi başka.
Orada kesintisiz bir lütufla yüzleşeceklerdir.
11.109.Kulluk ettikleri bu şeylerle ilgili olarak
sakın hiçbir tereddüde kapılma. Onların yaptıkları ancak daha önce atalarının
kulluk ettikleri gibi kulluk etmekten ibarettir. Elbet onlara nasiplerini
noksansız vereceğiz!
11.110.Musa’ya
da mesajı vermiştik ama onda ayrılığa düşüldü.
Eğer Rabbinden daha önce bir söz geçmiş olmasaydı elbet aralarında mesele
neticeye bağlanırdı. Doğrusu onlar tereddüt içerisinde bir şüphededirler.
11.111.Elbet Rabbin her birine yapıp ettiklerinin
karşılığını gereğince ödeyecektir. Doğrusu O, yaptıklarından haberlidir.
11.112.Sen, emir aldığın üzere dosdoğru ol.
Beraberindeki tevbe edenler de dosdoğru olsunlar. Sakın sınırları aşmayın.
Elbet O, yaptıklarınızı görmektedir!
11.113.Sakın hak tanımazlara meyletmeyin, yoksa ateş
size de dokunur! Sizin için Allah’ın berisinde destekçiler yoktur hem yardım
görmezsiniz!
11.114.Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın
zamanlarında yönelimi gereğince ifa et. Doğrusu gereğince yapılan ameller
kötülükleri giderir. Bu, öğüt alacaklar için bir hatırlatmadır.
11.115.Sabırlı ol. Elbet Allah gereğince davrananların
ecrini zayi etmez.
11.116.Sizden önceki ümmetlerden ilmi birikimi olanlar
yeryüzünde bozgunculuktan sakındırıcı olmalı değiller miydi? Nedense ancak
kurtardığımız bazılarıydı çöküntüye karşı uyarıcı olanlar! Hak tanımazlar, içerisinde
yaşatıldıkları rahatlığa uydular ve suçta ısrarcı oldular.
11.117.Yoksa Rabbin, düzeltici olma yolunda gayretli
olan memleketlerin ehlini zalimce helak edecek değildir.
11.118.Rabbin gerek görseydi insanları tek bir ümmet
yapardı. Ayrılığa düşmeye devam edeceklerdir.
11.119.Rabbinin rahmetinde olan aydınlığa ermiş olur.
İnsanları yollarını seçebilmeleri üzere yaratmıştır. Rabbinin “cehennemi
tamamen cin ve insanlarla dolduracağım!” sözü yerini bulacaktır.
11.120.Resullerle ilgili haberlerin her birini gönlünü
teskin etmek üzere sana anlatıyoruz. Bu konudaki gerçeklik, inanır kimseler
için bir öğüt ve hatırlatma olarak sana ulaşmış bulunuyor.
11.121.İnanmaz olanlara de ki: Konumunuza göre
davranın! Biz davranıyoruz!
11.122.Neticeyi bekleyin biz de bekliyoruz!
11.123.Doğrusu göklerin ve yerin gözlemlenebilir ötesi gerçeği Allah’a aittir. Sonuçta bütün işler O’na dayanır. Artık Ona kul olunuz O’nu vekil edininiz. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir!
Toplumların Yıkılış Sebebi Küfür Değil Zulümdür|
YanıtlaSilDoğrulara kör, adalete sağır, haklıya dilsiz olanlaradır sitemim.
Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.
HELAK KAPIDA.!!!
Zalimleri Bekleyen Acı Son |Aydınlara çağrı.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1856116481506411&id=100013242319421
Bilimsel Kâfirlik ve CahilliK-Buna rağmen siz, bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller!
YanıtlaSilKAFİR NE DEMEK.İNCELE ARAŞTIR.
DAVA ADAMLARI KAVİMLERİNDEN AYRILMADIKÇA.
NESLİ KAYBEDİYORUZ-
RECET lazım.
CAHİLLİK GÜÇTÜR|Aydınlara çağrı.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1912895159161876&id=100013242319421
UYANIŞ-15.AYDIN'IN KUR'AN'CA TANIMI.
YanıtlaSil📷"adam arıyorum"📷
...bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrak ve ibadet ehli bir bölük halk bulunsaydı ya...
Peygambere salat etmek onun tebliği olan Kur'an'a tutunmaktır-
Aydınlara çağrı.
Alim,yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ...
SADELİKTEN NEFRET EDEN İNSAN TÜRÜNÜN ULEMÂSI..
Müslüman evinde rahat rahat yatamaz.
GELİN DÜNYAYI YÖNLENDİRELİM.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1925996734518385&id=100013242319421
119.MÜNKER KAVRAMI-Allah,haberci âyetlerden elçiler seçer,insanlardan da elçiler seçer.
YanıtlaSilGünümüzde yaşayan Resuller,kim.?
Zekât;aklı temizlemek,tüm kötü hallerden arınmaktır.
Allah'ın açık açık âyetlerini/alâmetlerini/göstergelerini okuyan bir elçi indirdi.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1960300534421338&id=100013242319421