Bu Mealin Hikayesi

10 yılı aşkın Kur’an’ı Kur’an’dan okumaya emek verdim. Hâlâ bu iklimdeyim hâlâ bu emekteyim. Her akşam eve geldiğimde iki belki üç dört saat Kur’an’ın ikliminde tedebbür ettim. Sadece okuduğumu yazdım bir yerlerden alıntı ya da kopya yapmadım. Hiçbir meali ölçü almadım. Hiçbir mezhebin öğretileriyle yoğrulmadım. Hiçbir tefsiri anlamaya koyulmadım. Kendi meramını anlatmaktan aciz bir Allah’a inanmadım. Mutlak kadir olanın kitabına şaşı kalmadım. Hiçbir hadisi tefsiri Kur’an’ı anlamada ölçü yapmadım. Allah’ın kelamını başka bir söze muhtaç kılmadım. Yaptığım hayatı dikkate almaktı. Hayatı sahibinden okumaktı. Fıtrat penceresinden bakmaktı. Yaratana yaraşan yarattığına yarattığından konuşmaktı.

Ben Allah’ın meramını yazmadım. Kendi anladığımı yazdım. Başka yerlerden usulü yorumu hadisi tefsiri kelama kotarmadım. Kendi usulünü yorumunu tefsirini yapmayan bir kitaba inanmadım. Masamda bir Kur’an vardı. Bir de olabildiğince Arapça sözlükler vardı. Bir de önümde Türkçe sözlükler vardı. Aklımda hep hayat vardı fıtrat vardı bedihiyyat vardı.

Hiçbir defa hiçbir ayeti Kur’an’dan önce bir mealden bir tefsirden okumadım. Ayet üzerinde zihnimi yormadan meallerden algı kuşanmadım. Kendi okuduğumu anladığımı yazdım. Sonra başkalarının yazdığıyla kıyasladım. Bazen bir ayet üzerinde saatler yetmedi haftalar edindim. Bazen anlamayı yıllara yaydım. “Rabbim ilmimi artır” moduna girdim başka ayetler üzerinde didindim. Nice ayet için nice ayetin aydınlığını edindim. Aceleci olmaktan hep çekindim. Net ifadeleri mihenk bildim. Zihnimde henüz netleşemeyenleri erteleyebildim. Anlamada aydın olduklarımı hep ertelediklerime ufuk bildim. Beş yılımı bir defa tamamen okumaya ve ana dilimde yazmaya didindim. Beş yıllık emeğim büyük bir ufuk oldu. Sonra birikimimle ertelediğime yoğunlaştım. Nisa 82 akıl var mantık var diyordu. Çelişki Allah için olamaz biliyordum.

Hep bütüncül baktım. Bağlamdan mesaja aktım. Ali İmran 7 had bildiriyordu. Mesajı sahibinden okumaya bak diyordu. Kitaba oradan buradan anlam giydirmekten kaçındım. Tüm dini kültürümü formatlamaya baktım. Hiçbir meali tefsiri hadisi ölçü yapmadım. Sözün sahibine kulak verdim. Kelamın sahibinin teviline aktım. Başkalarının tevilinden kaçtım. Kendim tevil etmeyecektim. Allah’ın tevilini okuyacaktım. “Fi kulubihim zeyğun” usulünce bir yerden alıp Kur’an’a yamamayacaktım. “Rasihune fil ilm” usulünce okuyacaktım. Mesajı bağlamında tutarlı anlayacaktım. Allah’ın tevilini okumaya bakacaktım.

Kitap Allah’ınsa hayatla örtüşüktü. Fıtratla doğayla uyuşurdu. Çelişik söylemler Allah için mümkünsüzdü. Ayetler doğadaydı. Kur’an hatırlatmaydı. Zihne rahmet dokunuş Kur’an mesajındaydı. Sana şükürler olsun ya Rab! İman edene başka gerek hangi kitap? Ölçü Allah’ın yarattıklarında ve indirdiğindedir. Niyet kalplerde, yöneliş zihindedir. Elhamdülillahi Rabbil âlemin kelamın özündedir. Değerlendirme âlemlerin Rabbi Allah’ın uhdesindedir…

2 yorum:

  1. üstad emeğin esağlık.

    YanıtlaSil
  2. Mustafa Hocam bakış açınız muazzam. Rabbim sizden razı olsun. Ruhunuza bedeninize sağlık diliyorum Rabbimden. Rabbim ilminizi artırsın.

    YanıtlaSil