10.Yunus Suresi

BismillahirRahmanirRahim

10.1.Elif-lâm-râ. Bunlar gerçeğin hükmünü ortaya koyan mesajın delilleridir.

10.2.Aralarından birine “İnsanlığı uyar ve Rableri katında gerçek değerin inananların olacağını müjdele!” diye vahiy buyurmamız insanlara şaşılası mı geldi? Dikkate almaz olan zıtlaşanlar şöyle dediler: Doğrusu bu apaçık bir efsuncu!

10.3.Gerçek şu ki sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı süreçte yaratan hem hükümranlık üzere hüküm kuran, işe yön veren Allah’tır. O’nun izninden sonra olmaksızın hiçbir himayeci olamaz. İşte Rabbiniz Allah budur, Sadece O’na kul olunuz! Düşünüp anlamaz mısınız?

10.4.İstisnasız hepinizin dönüşü O’nadır. Allah’ın vaadi gerçektir. O, yaratışı başlatır hem inanan ve uygun davranışlarda bulunanları hakkaniyetle ödüllendirmek üzere dönüştürür. Dikkate almaz olanlar için dikkate almaz olmaları gereğince hararet basan bir içecek ve acıklı bir azap olacaktır. 

10.5.Güneşi parıltı, ayı ışık kılan O’dur. Yılların sayısını ve hesabı bilmeniz üzere aya evreler koymuştur. Allah bu sistemi ancak gerçeği ortaya koymak üzere takdir etmiştir. Anlayan kimseler için delilleri ayrıntısıyla sunuyor.

10.6.Gece ile gündüzün değişiminde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattıklarında uygun iradeli olan kimseler için nice deliller vardır.

10.7.Bizimle yüzleşeceklerini hesaba katmayıp dünya hayatına razı olan, dünya hayatı ile avunan ve delillerimizden nasipsiz kalanlar var ya!

10.8.İşte onların varacakları yer kazandıkları gereğince ateştir!

10.9.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanları Rableri inanır olmaları gereğince aydın kılacaktır. Nimet diyarı cennetlerde altlarından ırmaklar akacaktır.

10.10.Orada davaları “Allah’ım! Senin şanın yücedir!” olacak ve onlara sunulan hayat orada “selam” olacaktır. Orada nihai hedefleri değerlendirmeyi âlemlerin Rabbi Allah’a has kılmaktır.

10.11.İnsanların, iyi olanı hemen arzulamaları üzere Allah kötü olanı onlara hemen verecek olsaydı anında ecellerine hükmolunurdu. Bizimle yüzleşmeyi hesaba katmayanları bırakırız taşkınlıklarında bocalarlar.

10.12.İnsana zarar dokunduğunda yattığı yerde de otururken de ayaktayken de bize dua eder. Ne zaman ki sıkıntısını gideririz sanki başına gelen sebebiyle bize dua etmemişçesine çeker gider. Böylece had bilmezlere yapıp ettikleri güzel gösterilir.

10.13.Doğrusu sizden önce nice nesilleri helak etmişizdir. Resulleri onlara apaçık kanıtlarla gelmişlerdi ve onlar inanır değillerdi. Böylece yanlışta ısrarcı olanları cezalandırırız.

10.14.Hem onların ardından yeryüzünde nasıl davranacağınızı gözetmemiz üzere sizleri ardınca gelen nesiller yaptık!

10.15.Delillerimiz kendilerine apaçık olarak sunum yapıldığında bizimle yüzleşeceklerini hesaba katmayanlar “Bize bundan başka bir Kur’an getir ya da bunu değiştir” dediler. De ki: Bunu kendi kafama göre değiştirmem olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime asi olursam büyük bir günün azabından korkarım.

10.16.De ki: Eğer Allah gerek görseydi onu size sunum yapmazdım ve onu size bildirmezdi. Ben bundan önce yıllarca aranızda bulundum, akıl etmez misiniz?

10.17.Allah hakkında gerçek dışı bir söylem uydurandan yahut O’nun delillerini yalanlayandan daha hak tanımaz kimdir? Yanlışta ısrar edenler ferahlığa mutluluğa eremezler!

10.18.Allah’ın berisinde kendilerine zarar dokunduramayacak ve fayda sağlayamayacak birilerine kul oluyorlar ve “Bunlar Allah katında bizim himayecilerimiz!” diyorlar. De ki Allah’a göklerde ve yerde bilmediklerini mi bildiriyorsunuz? O’nun şanı yücedir ve iştirakçi edindiklerinden uzaktır.

10.19.Esasen insanlık aynı nesildir ama ayrılığa düştüler. Kaynağı Rabbin olan bir söz kayda geçmiş olmasaydı ayrılığa düştükleri konularda aralarındaki mesele hemen halledilirdi.

10.20.“Ona Rabbinden bir delil indirilmeli değil miydi?” dediler. De ki: Bildiri olunan gözlemlenebilir ötesi gerçek ancak Allah’ın yetkisindedir, siz bekleyiniz!  Ben de sizinle bekleyenlerdenim. 

10.21.Kendilerine dokunan bir sıkıntının ardından insanoğluna bir merhamet sergilediğimiz an delillerimiz konusunda mutlaka bir planları olur. De ki: Allah’ın planı seri bir şekilde işlemektedir. Elbet elçilerimiz de kurduğunuz planları kayda geçirmektedir.

10.22.Karada ve denizde size yol aldıran O’dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz an gemiler onları uygun bir hava akımı sayesinde gezindirir de sevinçle yollanırlar. Derken gemiye şiddetli bir hava akımı ulaşır da her yandan dalgalar onları vurur. Sonuçta çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar ve dini Allah’a has kılarak O’na seslenirler. “Eğer bizi bu durumdan kurtarırsan elbet şükredenlerden olacağız!”

10.23.Ne zaman ki onları kurtarır, anında yeryüzünde hakkı gözetmemeye bir yol ararlar. Ey insanlar! Aşırı gitmeniz dünya hayatının geçici menfaati olarak sizin aleyhinizedir. Hem dönüşünüz bize olacak, yapıp ettiklerinizin gereğini size bildiririz!

10.24.Dünya hayatının örneği gökten indirdiğimiz suda olduğu gibidir. İnsanlar ile geviş getiren hayvanların yediği yeryüzü nebatı o suyu özümser. Nihayet yeryüzünün tüm süsünü takındığı, süslenip bezendiği ve ehlinin onlar hakkında muktedir olduklarını sandıkları sırada gece yahut gündüz emrimiz ona ulaşır. Sanki daha dün ürün değilmişçesine onu yok ederiz. İşte böyle, düşünebilir olan kimseler için delillerimizi ayrıntısıyla sunuyoruz.

10.25.Allah esenlik yurduna çağırıyor ve gerek gördüğünü dosdoğru bir yolda aydın ediyor. 

10.26.Gereğince davrananlara gereğince güzellik olacaktır. Ne bir karaltı belirir yüzlerinde ne de bir zillet. Onlar cennetin yoldaşıdırlar. Onlar onda devamlıdırlar.

10.27.Kötülüklerde bulunanlara kötülüğün karşılığı dengiyledir. Onları zillet kaplar. Allah’tan yana bir koruyucuları yoktur. Yüzleri sanki gecenin kapkaranlık bir parçasına bürünmüştür. Onlar ateşin yoldaşıdırlar. Onlar orada devamlıdırlar.

10.28.O gün onların hepsini bir araya toplarız, hem iştirakçi edinenlere şöyle deriz: Siz de iştirakçileriniz de yerlerinize! Böylece aralarını tam anlamıyla açarız. İştirakçileri derler ki: Siz sadece bize kul olmuyordunuz ki!

10.29.Bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Bize kul durumuna düştüğünüzden kesinlikle haberimiz yoktu.

10.30.Orada her kişi daha önce yaptığını bulur ve gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülürler. Uydura geldikleri şeyler kendileri için gerçek dışı çıkmış olur.

10.31.De ki: Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim? Size duyuş ve görüş lütfeden kim? Ölüden diriyi diriden ölüyü çıkaran kim? İşe yön veren kim? Diyecekler ki: Allah! De ki: Uygun iradeli olmaz mısınız?

10.32.İşte gerçek Rabbiniz Allah budur. Hakikat olandan ötesi sapkınlıktan başka nedir?

10.33.Böylelikle yalpalayanlar üzerindeki Rabbinin sözü gerçekleşmiştir ki onlar inanmazlar. 

10.34.De ki: iştirakçileriniz arasında yaratışı başlatan hem dönüştüren var mı? De ki: Yaratışı Allah başlatıyor hem dönüştürüyor, nasıl da yanlışa sürükleniyorsunuz?

10.35.De ki: iştirakçileriniz arasında gerçeğin yolunda aydın edebilen var mı? De ki: Allah gerçek için aydın eder. Gerçeğin yolunda aydın eden mi uyulmaya daha layıktır yoksa aydınlatılmadıkça aydın olamayan mı? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

10.36.Onların çokları zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçeklik noktasında bir şey sağlamaz. Elbet Allah yapıp ettiklerini bilmektedir.

10.37.Bu Kur’an’ın Allah’ın berisinde birilerince uydurulması olacak şey değildir. Velakin onun bağlamında olan şeyin doğrulamasıdır ve kaynağı âlemlerin rabbi olan, kendisinde tereddüde yer olmayan mesajın ayrıntılı sunulmasıdır.

10.38.Yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: Eğer doğruysanız Allah’ın berisinde güç yetirebildiğiniz herkesi çağırın da onun benzeri bir sure de siz getirin!

10.39.Bilakis ilmini kavrayamadıkları ve açıklaması henüz kendilerine ulaşmamış şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Bak bakalım hak tanımazların sonu nasıl olmuş?

10.40.Ona inanır olan da onlardan ona inanmaz olan da onlardan! Rabbin bozguncuları iyi bilir.

10.41.Eğer seni yalanladılarsa de ki: Benim amelim bana sizin ameliniz size! Siz benim yaptığımdan berisiniz ben de sizin yaptığınızdan beriyim!

10.42.Aralarında seni dinleyenleri var. Sağırlara sen mi işittireceksin ve de akıl etmezlerse?

10.43.Aralarında seni gözleyenleri var. Ama görmezlerse körleri sen mi aydın edeceksin? 

10.44.Elbet Allah hiçbir şekilde insana zulmetmez. Lakin insanlar kendilerine zulmederler.

10.45.Kendilerini huzura çıkaracağımız gün sanki gündüzden aralarında tanışabilecekleri bir saat kadar yaşamış duruma düşecekler. Allah ile yüzleşme olacağını yalanlayanlar kaybetmiş olacaklardır, aydınlık üzere değiller.

10.46.Artık onlara olan vaadimizden bazılarını sana ya göstereceğiz ya da seni vefat ettireceğiz. Varacakları merci neticede biziz. hem Allah yapıp ettiklerini görmektedir!

10.47.Her nesil için bir resul vardır. Ne zaman ki Resulleri gelmiş olur aralarında hakkaniyetle hükmolunur, haksızlığa uğratılmazlar.

10.48.“Eğer doğruysanız bu vaat ne zamanmış?” diyorlar.

10.49.De ki: Allah’ın gerek görmesi dışında kendim için bile bir zarar ya da fayda yetkisine sahip değilim. Her nesil için bir süreç vardır. Süreçleri tamamlandığında ne bir an geri kalırlar ne de bir an öne geçerler.

10.50.De ki: Ne dersiniz, O’nun azabı geceleyin ya da gündüzün başınıza gelse nasıl olacak? Suçta ısrarcılar o azaptan neyi hemen istiyorlar?

10.51.Hem ona inanmanız gerçekleşince o vakit ne olacak? Şimdi ona inandınız oysa acele istiyordunuz?

10.52.Hem hak tanımazlara şu da denir: Tadın bakalım devamlılık azabını! Kazandıklarınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?

10.53.Bu gerçekten de öyle mi diye sana soruyorlar. De ki: Evet öyle! Rabbime andolsun ki gerçek tam da böyle!  Siz aciz koyabilecek değilsiniz!

10.54.Hak tanımaz olan her kimse eğer imkânı olsaydı kurtulmak için yeryüzündeki her şeyi feda ederdi. Azapla yüzleştikleri an pişmanlığa gömüleceklerdir. Aralarında hakkaniyetle hükmolunacaktır, haksızlığa uğratılmazlar.

10.55.Bilesiniz ki göklerde ve yerde olan her şey Allah’a aittir. Bilesiniz ki Allah’ın vaadi gerçektir lakin çokları anlamazlar.

10.56.Hayat veren de hayatı sonlandıran da O’dur, sonunda O’na döndürüleceksiniz.

10.57.Ey insanlar! Rabbinizden bir öğüt, göğüslerde olan için bir şifa ve inanır kimseler için bir aydınlık ve bir rahmet size ulaşmış bulunuyor.

10.58.De ki: Allah’ın lütfu ve rahmetiyle yol alsınlar, onunla sevinç duysunlar. Bu onların bir araya getirebilecekleri her şeyden daha iyidir! 

10.59.De ki: Ne dersiniz, Allah’ın sizin için vermiş olduğu rızıklardan siz nasıl bu helal bu haram tanımlaması yapabiliyorsunuz? De ki: Allah mı bu konuda size izin verdi yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?

10.60.Allah’a karşı yalan uyduranlar huzura çıkış gününü ne zannediyorlar? Elbet Allah insanlara lütuf sahibidir lakin çokları şükretmezler.

10.61.Hangi uğraşta olsan, ondan neyi sunum yapsan, hangi davranışta olsanız mutlaka bir işe giriştiğiniz zaman durumunuza tanık oluruz. Yerde ve gökte zerre miktarı bir şey Allah’a gizli kalmaz. Zerreden küçüğü de olsa en büyüğü de olsa illaki hepsi apaçık bir yasa dâhilindedir.

10.62.Biliniz ki Allah’ın destekçilerine korku yoktur, onlar üzülecek değillerdir.

10.63.Onlar inanan ve uygun iradeli olanlardır.

10.64.Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde olacaktır. Allah’ın sözlerinde bir değişim olmaz. Asıl kazanç işte budur.

10.65.Onların söylemleri sakın seni üzmesin. İzzet tamamıyla Allah’a aittir. O, işitendir, bilendir.

10.66.Biliniz ki göklerde ve yerde her kim varsa hepsi Allah’a aittir. Allah’ın berisinde birtakım iştirakçilere çağıranlar neye uyuyorlar? Onlar sadece zanna uyuyorlar onlar sadece hırs yapıyorlar.

10.67.Kendisinde sükûnet bulmanız üzere geceyi oluşturan ve gündüzü aydınlık kılan O’dur. Bunda elbet dinleyen kimseler için deliller vardır.

10.68.“Allah çocuk edindi” dediler. O’nun şanı yücedir. O muhtaçlığı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Bu konuda yanınızda herhangi bir yetki yoktur? Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi konuşuyorsunuz?

10.69.De ki: Allah’a karşı yalan uyduranlar ferahlığa mutluluğa eremezler.

10.70.Dünyada geçici bir menfaati yaşarlar hem dönüşleri bize olur. Hem dikkate almaz olmaları gereğince onlara şiddetli azabı tattırırız.

10.71.Onlara Nuh’un haberini sunum yap! Kavmine şöyle demişti: Kavmim! Eğer bulunduğum makam ve sizi Allah’ın delilleriyle uyarıyor olmam ağırınıza gidiyorsa ben Allah’ı vekil edinmişim. Artık tüm imkânlarınızı kullanın da iştirakçilerinizi de bir araya toplayın. Hem işiniz sizin için bir üzüntü vesilesi olmasın hem hakkımda hükmünüzü verin artık beni bekletmeyin.

10.72.Eğer ki yüz çevirirseniz sizden bir ücret talebim yoktur. Benim ücretim ancak Allah’a aittir. Esenlik duruşu üzere olanlardan olmam noktasında emir aldım.

10.73.Onu yalanladılar. Kendisini ve beraberinde gemide bulunanları kurtardık. Onları tufandan arda kalanlar yaptık ve delillerimizi yalanlayanları suya gömdük. Uyarıya muhatap olanların sonunun nasıl olduğuna bak!

10.74.Hem onun ardından kavimlerine yine resuller gönderdik. Onlara apaçık kanıtlarla geldiler. Daha önce yalanlamış olduklarına inanır olacak değillerdi. Sınır tanımazların kalplerini böylece mühürleriz.

10.75.Hem onların ardından Musa ve Harun’u delillerimizle Firavun ve öncü ekibine gönderdik. Kibirlendiler ve suçta ısrar eden kimseler oldular.

10.76.Katımızdan kendilerine gerçek ulaştığında “Bu apaçık bir efsunlama” dediler.

10.77.Musa dedi ki: Size gerçek ulaştığında bunu mu söylüyorsunuz? Bu bir efsunlama öyle mi? Efsuncular ferahlığa mutluluğa ermezler.

10.78.Dediler ki: Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan bizi uzaklaştırmanız için mi buraya geldiniz? Böylece ikiniz yeryüzünde söz sahibi konumunda olacaksınız öyle mi? Biz sizlere inanır kimseler değiliz.

10.79.Firavun dedi ki: İşi iyi bilen tüm efsuncuları bana getirin!

10.80.Efsuncular gelince Musa onlara dedi ki: Maharetlerinizi sergileyin bakalım!

10.81.Yapabileceklerini sergilediklerinde Musa onlara dedi ki: kendisiyle geldiğiniz şey efsunlamadır. Allah yaptığınızı boşa çıkaracaktır. Zira Allah bozguncuların yaptığını kusursuz etmez.

10.82.Suçta ısrarcı olanların hoşuna gitmese de Allah mesajlarıyla gerçeği netliğe kavuşturacaktır.

10.83.Musa’ya kavminden birkaç kimse dışında inanan olmadı. Zira Firavundan ve öncülerinden korkuyorlardı. Onları sıkıntıya sokabilirlerdi şiddet uygulayabilirlerdi. Firavun o topraklarda merkezi güç konumundaydı ve sınır tanımaz kimselerdendi.

10.84.Musa şöyle dedi: Kavmim! Eğer Allah’a inandıysanız, eğer esenlik duruşu üzere olanlarsanız sadece O’nu vekil edinin.  

10.85.Dediler ki: Biz Allah’ı vekil edindik. Rabbimiz! Bizi zalim kimselerin şiddet uygulayıp eğlence edineceği kimseler durumuna düşürme. 

10.86.Bu dikkate almaz olanlardan bizi rahmetinle kurtar.

10.87.Musa’ya ve kardeşine “Mısır’da bazı evleri halkınız için hazırlayın. O evlerinizi bir araya gelme ortamı edinin ve yönelimi gereğince ifa edin. İnanır olanları müjdele” diye vahyettik.

10.88.Musa şöyle dedi: Rabbimiz! Sen Firavun ve öncü ekibine dünya hayatında bunca güzellikler ve mal mülk verdin. Rabbimiz! Tüm imkânlarını senin yolundan karanlıkta bırakmak üzere kullanıyorlar. Rabbimiz! Mallarından mülklerinden hiçbir şey bırakma, kalplerini büyük bir sıkıntıya uğrat ki artık acıklı azabı görene kadar isterse inanmazlar!

10.89.Allah buyurdu ki: İkinizin çağrısı da dikkate alındı. Siz doğru davranmaya bakınız ve bilmezlerin yoluna uymayınız.

10.90.İsrailoğullarının denizi aşmalarını sağladık. Firavun ve askerleri de aşırı giderek ve düşmanlıkla peşlerine düştüler. Sonunda boğulmakla yüzleşince “Ben inandım ki İsrailoğullarının inandığından başka bir ilah yoktur. Ben de esenlik duruşu üzere olanlardanım” dedi.

10.91.Şimdi inanabildin öyle mi? Oysa daha önce asi olmuş ve bozgunculardan olup çıkmıştın!

10.92.Senden sonra gelecek olanlar için bir delil olarak bugün cesedini kurtaracağız. Doğrusu insanlardan birçoğu delillerimizden nasipsizdirler!

10.93.Sonunda İsrailoğullarını doğru bir yerleşim alanına iskân ettirdik. Kendilerini iyi temiz faydalı şeylerle rızıklandırdık. Ne zamanki ilim kendilerine ulaştı ayrılığa döştüler. Elbet Rabbin ayrılığa düştükleri konularda huzura çıkış günü aralarında hükmünü verecektir.

10.94.Sana indirdiğimizle ilgili bir şüphede olursan senden önce mesajı okuyanlara sual eyle. Kaynağı Rabbin olan gerçek sana ulaşmış bulunuyor. Artık tereddüde düşenlerden olma!

10.95.Sakın Allah’ın delillerini yalanlayanlardan olma yoksa kaybedenlerden olursun!

10.96.Rabbinin sözüne müstahak olanlar inanmazlar.

10.97.Acıklı azabı görünceye kadar bütün delillerle yüzleşseler de bu böyledir.

10.98.Yunus kavminden başka da netice olarak inanıp inançlarının kendilerine fayda sağladığı bir toplum daha olsaydı ya! İmana geldikleri vakit dünya hayatında rezilce azabı onlardan kaldırmıştık. Sonra onları yine süreç dâhilinde istifadelendirmeye devam etmiştik.

10.99.Rabbin gerek görse elbet yeryüzündekilerin tamamı bütünüyle inanırlardı. Şu halde inanır olmalarına kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

10.100.Allah’ın izniyle olmaksızın bir kimsenin inanması olacak şey değildir. Allah pis olma durumunu akıl etmezlerde kılar.

10.101.De ki: Göklerde ve yerde neler olduğuna bir bakın! İnanmaz olanlara deliller uyarılar fayda sağlamaz.

10.102.Bunlar illa da kendilerinden önce gelip geçmiş olanların yaşadıklarının bir benzerini mi bekliyorlar? De ki: Bekleyin o zaman ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!

10.103.Hem resullerimizi ve inananları böylecene kurtarırız. İnanır olanları kurtarmak bizim sorumluluğumuzda bir iştir.

10.104.De ki: Ey insanlar! Dinim hakkında bir şüphede iseniz bilesiniz ki ben sizin Allah’ın berisinde kul olduklarınıza kul olacak değilim. Velakin sizi de vefat ettirecek olan Allah’a kul oluyorum. İnanır kimselerden olmam konusunda emir aldım.

10.105.“Gerçeklik üzere yönelimde olarak din için yönünü gereğince ifa et. Sakın şirk üzere oloanlardan olma!” diye emir aldım.

10.106.Allah’ın berisinde sana bir fayda sağlayamayacak ve bir zarar dokunduramayacak birilerine çağırma. Eğer böyle bir şey yaparsan o vakit sen de hak tanımazlardan olursun.

10.107.Eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olursa O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer senin için iyiliği irade ederse O’nun lütfunu geri çevirebilecek yoktur. Kullarından gerek gördüğüne lütfunu ulaştırır. O, bağışlayıcıdır, iyilikle muamele edicidir.

10.108.De ki: Ey insanlar! Size kaynağı Rabbiniz olan gerçek ulaşmış bulunuyor. Kim aydın olursa kendi lehine aydın olur. Kim karanlıkta olursa kendi aleyhine karanlıkta olur. Ben size vekil değilim.

10.109.Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabırlı ol. O, hükmedenlerin en iyisidir.

3 yorum:

  1. Dini Kur'an'dan Okumak-Bu mesajda belirsizlik yoktur. Uygun iradeli olanlara aydınlanma öğretisidir.
    Takva sahiplerine yol göstericidir.
    KURANIN TAFSİLİ VE TEFSİRİ ALLAHA AİTTİR!
    KUR'AN'A TAM BİR MEAL YAZILAMAZ?
    KUR’AN NEDEN ARAPÇA?
    İNSAN,EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.
    İddia eden kişiden delil getirmesi istenir.
    KAFİR NE DEMEK.İNCELE ARAŞTIR.
    ALLAH’TAN ROL ÇALARAK ALLAH’A MEYDAN OKUYAN MÜSLÜMANLAR!
    BENİM CENNETİM GARANTİ DİYEBİLMELİ MÜSLÜMAN.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1852125738572152&id=100013242319421

    YanıtlaSil
  2. Şefaat ya Alemlerin Rabbi!!.+ Hiç şüphesiz, Allah, Kendisine ortak kabul edenleri bağışlamaz.
    ŞİRK:Akide sahih olmayınca,ibadet de sahih olmaz.
    Bütün yardım,destek,kayırma,ŞEFAAT Allah'ındır.
    Sorgulamayan sadece televizyondan gördüğüne inanan toplum.
    https://t.co/mslcIfACSu

    YanıtlaSil
  3. AZAP,HELAK SÖZCÜKLERİNİN ANLAMI NEDİR ?size musibetten isabet eden şeyler, işte kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir.
    Dünyada bir azap olacaktır! Ahiret azabı çok daha şiddetlidir.
    HELAK KAPIDA.
    Allah,azabı aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1872068579911201&id=100013242319421

    YanıtlaSil